7D4
 
 
7D5
 
 
7D6
 
 
7D7
 
 
7D8
 
 
7D9
 
 
 
 
 
 

7DX Demo Party 2010 Değerlendirmeleri

Nightlord
Caisson
Drey
Joker
Hydrogen
Allamulax
Domino
Ref
LW3D

7dx 2010 / Nightlord

Cok hızlı bir parti raporu yazasım var. O yüzden pekçok şeyi unutarak yazabilirim ama sürç-ü lisan falan filan... sonra eklemeler, düzeltmeler yapabilirim.

Bu yıl parti oncesi gaza geliş yazımı yazamadım. Her yıl parti yaklaşırken ben de oluşan beklenti ve gaz sonucu "7dx partisi yaklaşıyor" konulu bir yazı yazarım. Bir süredir inaktif olan blogum bu yazıyla hareketlenir. Ardından parti gerçekleşir ve ben parti raporunu yazarım.

Bu yıl bir şekilde bu gaza gelmedim. Neden bilmiyorum. Yine partiyi bekledim tabii ki. Hatta yine Skype üzerinden 10 saat fark ile katılacağım için partiden önceki hafta izinli olmamdan faydalanarak, biyolojik saatimi bile kaydırdım. Her gece bir iki saat daha geç yatarak Cuma ve Cumartesi gecelerini sabahlayabilecek hale geldim. Fakat bu hazırlıklara rağmen ne bir ürün hazırlayabildim ne de parti öncesi blog ve forum yazıları yazabildim.
Oysa ki aklımda Patterns of Madness'ın devamı niteliğinde birşeyler yapmak fikri vardı. Bu sefer Direct2D kullanan bir demo yaparım diye düşünüyordum. Çeşitli ilginç 2D efektler hayal ediyordum zaman zaman.

Ayrıca bir kaç ay önce PC'de müzik yapma olayını kurcalamaya başlamıştım. Güzel bir başlangıç seviye ses kartı (Presonus Audio Box) aldım. Gitarlarımı temizledim yeni teller taktım. Ses Kayıt teknikleri hakkında bir miktar araştırıp okudum. Küçük küçük müzikler ve kayıt denemeleri yapar oldum. Sonunda bir Drey haline gelemesem de yine bir şerefli ikincilik ya da üçüncülük kovalayabilirim diye düşünerek 7dx müzik compoya da bir mp3 sokmayı planladım.

Üstelik bütün bu planları uygulayacak vakit de vardı. Partiden önceki hafta dediğim gibi izinliydim.

Fakat bütün haftayı evde miskin miskin yatıp televizyon seyrederek geçirdim. Biraz okudum vs. En son Perşembe günü kendi kendime "Aman bu yıl sadece keyfini çıkarayım diğer ürünleri seyredeyim" falan dedim. Trapped bir ay kadar önce ilk tracklerini kaydedip bıraktığım bir haldeydi. Az biraz mix edilmişti. Çok gaza gelirsem onu submit ederim diye düşündüm.
Sonunda Cumartesi geldi çattı. Ben kısa sürede Semih'le kontağa geçerek onun laptop'ı üzerinden Skype ile partiye bağlandım. Masama skype için laptop, bol kafein, su ve yiyecek hazırladım. Bir yandan desktop ile de sürekli facebook'a partiden twit spamlemek için hazırdım.

Önce Cumartesi günü Semih'in laptop'ına girip salonun sol orta bölümünde Return tayfasının hemen arkasına kuruldum. Önce Murqx ile biraz C++ muhabbeti yaptık, ardından Semih'le biraz re-senkronize olduk. Bu arada Aegis Skype'ın bulanık görüntüsünde beni Arcane zannedip "aa olm gelmiyo musun hadi gelsene" dedi. Aah ah keşke öyle ha deyince gelebilsem be abi

Sonra bana göre partinin en eğlenceli bölümlerinden biri gerçekleşti. Moldibi biraderler semineri. Benim şöyle bir dezavantajım var. Endo, Datura, Hydrogen ve Skate ile 5 yıl aynı grupta olmamıza rağmen tabi onlar 15 yıldır birarada oldukları için, bir ton hikayeyi zaten birbirlerine anlatmışlar geçmişte, o yüzden şimdi böyle bir araya geldiklerinde pek anlatmıyorlar. Halbuki adamlarda ne hikayeler var biliyorum. Bu seminer vesilesiyle en azında bi kısmını dinleyebildik. Duyduklarımdan da zaten yarıldım.

Bir de şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Yani böyle bir adam tipi var. Bilgisayarları ile iki hafta oyun oynadıktan sonra biz de yapalım bundan diyen. Bunu kendiliğinden diyen. Web siteleri, dergiler, forumlar, partiler, yarışmalar olmadan. Yani düşünün takriben 10 - 12 yaşlarında iki çocuk. önlerinde bir bilgisayar duruyor. yanında bir kullanma klavuzu. O klavuzda 60 - 70 sayfalık BASIC artı grafik artı müzik bilgisi. Bunlara bakan bu iki çocuğun düşündüğü şey "biz de oyun yapalım. gereken herşey elimizde var. bütün oyunlar zaten basic ile yapılıyor olmalı, onu da bu kitaptan öğrenebiliyoruz. e tamam o zaman ne duruyoruz."

Üstelik eksik bilgileri yüzünden bir sürü emekleri boşa gidiyor. Basic'in falanca oyun projesi için yeterince hızlı olmadığını binlerce satır kod yazdıktan sonra öğreniyorlar mesela. Cevabın Simon's Basic olmadığını öğrenişleri de bir o kada boşa giden emek alıyor. Ve bu adamlar bütün bunlar olurken hiç bir noktada da "amaaaan lanet olsun" demiyorlar. Commodore dergisini bulup ilk introlarını, demolarını yaparken bile evlerinin dışında bir scene olduğunu bilmiyorlar. Yani scene'de şan kazanmak gibi bir dürtüleri de yok.

İşte bu adam prototipine ben hastayım. Bana göre en ulvi, en şanlı, en ayakta alkışlanması gereken adamlar bu prototip adamlar. Bu prototipten scene'de başkaları da var. Özellikle de Türkiye'de. Çünkü Türkiye bilgiye ulaşabilmek bakımından daha dezavantajlı durumda kalmış o dönemde. Bu da Türkiye'de o yıllarda bu işle ilgilenen insanların böyle tırnağıyla kazıyan adamlar olmasını gerektirmiş.

Bu yüzden ben Moldibi biraderler seminerinı hayranlıkla izledim. Ayrıca ortamdaki genç nesil izleyicilere bu "kurcalama kültürünü", eline bir cihaz geçtiğinde bu cihazla ne tüketebilirim diye değil ne üretebilirim diye düşünme içgüdüsünü kanlı canlı göstermiş oldu Moldibi biraderler.
O seminerden sonra, kah demo gösterimleri kah mekana gelen yeni insanlarla yer yer sohbetler derken saat Cumartesi 18 civarlarında benim pilim bitmeye başladı (Burada saat sabah 8 olmuştu).

Bu arada kara bir haber aldım. Drey bu partide müzik yayınlamayacaktı. Yıkılmıştım. Partiyle ilgili en büyük beklentim, umudum suya düşmüştü. Tabii ki Drey'den yine aşmış bir (belki iki: bir senfonik, bir metal) parça beklerken rakam sıfır olunca, haaaaaaaaaaayıııııııııııııırrrrrrrr şeklinde yağmur yağan sokağa çıkıp göz yaşları içinde koşmaya başladım. En son asfaltta bir su birikintisinin içinde dizlerimin üstüne çöküp iki elimi yanlara açıp yüzümü yukarıya çevirdim. Ben birkez daha haaaayıııııır diye bağırırken kamera yavaş yavaş yükseldi.

Tam olarak böyle olmadıysa da yaklaşık böyle birşeyler oldu. Drey suçlamaları kulak arkası edip ustaca topu hydrogen'e attı. Ha hahahaha bu arada o muhabbetimiz süperdi. Drey hocam valla özlettin kendini. Artı sen parça yap ki ben senin mix ve recording triklerine uzun uzun çalışabiliyim. heheh

O saatlerde Norvax ile yaptığımız teattiler sonucu, henüz hiç başka entry olmadığını öğrenince bu sefer başka bir telaşa kapıldım. Genelde 7dx partilerinin en zengin geçen composu olan mixed music componun başı dertte miydi. Sadece Return'den eski SID gurularından Slowhand'den bir SID geleceği haberini aldık. Bunun üzerine hiç olmazsa Slowhand'in yarışmada yalnız kalmaması için Trapped'i bitmemiş haliyle de olsa compoya göndermeye karar verdim. Trapped'in aslında yaklaşık 8-10 saatlik daha işi var. Tabii göndermeden önce bana göre en kulağa batan bir iki eksikliğini hızla gidermeye çalıştım. Bir saat kadar kurcalayıp Norvax'a gönderdim.

Bir yandan bu "bitmemiş ürünle compoya katılma" hali bana geçen seneki halimi hatırlattı. Çok kıl bir duygu olduğunu birkez daha hatırladım.

Ardından Cumartesi gecesi compolarına yetişebilmek için biraz uyumam gerektiğine karar verdim. böylece akşam 6'dan gece yarısına kadarki seminerleri kaçırdım. Keşke birileri o seminerleri videoya çekmiş olsa.

Cumartesi gece yarısı yeniden kalktım ve yeni Skype session'ını başlattım. Bağlandıktan biraz sonra compoların ertelendiğini öğrendim. Bu arada Norvax, Murqx ve adını bilmediğim üçüncü bir arkadaş Robo code için kasmaya başladılar. Skype ile aktif sohbet edemeyeceğimi anlamam üzerine içim gıdıklanmaya başladı. Bu esnada demo compoya, Return'den bir C64 demosu ve Spritus'tan bir PC demosu geleceğini duymuştum. Burada beni gaza getirmek için yeterli data vardı.

Öncelikle Spritus'un sonunda bir demoyla geri dönüyor olması, benim için halaylar ve havai fişeklerle kutlanması gereken bir sevinç kaynağı idi. Bana hep çok ilham vermiş ve az önce bahsettiğim "scener prototip"ine tam uyan bu şahane adam yapmış demosunu gelmiş. Skyoe ekranından çok net göremediğim için yorum yapmak için ürünün kendisinin parti sitesine yüklenmesini bekleyeceğim.

İkincisi, Joker'in introlar evresinden multi part demolar evresine geçmesinin benim için ne anlama geldiğini biraz açıklamam gerekiyor.

Joker çook çok enteresan bir fenomen benim için. Şimdi bu şahane adamın hikayesi bizim hep duyduğumuz scener hikayelerinden çok farklı. Scene'e girişi ve ilerleyişi de öyle. Hep duyduğumuz "c64 alıp kullanma klavuzundan başlayan küçük çocuk" değil Joker. Retro forumlarında takılırken "bi dakka ya ben öğrenmek istiyorum" deyip ortamdakilerin yazdığı bir avuç dokümanı okuyarak başladı. Ardından forumlarda küçük kod örnekleri ile sorular sorup ufak tefek elini "coder"lığın o pek de bilinmeyen sıkıcı ve zorlu tarafıyla kirletmeye başladı.

Bu noktanın çok iyi anlaşılması gerekiyor. Coder olmaya niyetlenen insanlarla coder olan insanlar arasındaki en önemli fark, bu yolda ilerlerken önlerine çıkan çeşitli epik anlarda verdikleri tepkilerdir. Bu epik anlar genelde dışarıdan gayet gösterişsiz görünürler. Öyle bir anla karşılaştığında kişi bir bilgisayarın karşısında oturmuş ekrana bakmakta ve ne olduğunu anlamamaktadır. Bu hiç de zevkli veya heyecanlı bir deneyim değildir.

Coder'lığın en zevkli anları başka zamanlardır. Tam "zone"da olduğunuz, takır takır kod yazdığınız, beyninizin yazdığınıza ful hakim olduğu zamanlar, veya yaptığınız şeyi çalışırken gördüğünüz zamanlar zevklidir. Bir odada bir ekrana boş boş bakıp "ya niye olmuyo, işte olması lazım" dediğiniz an zevkli değildir. Kabus gibidir. Başından kalkıp gidip yatmak istersiniz (ki bazen bunu yapmak da gerekir)

İşte bu epik anlarda, bir şekilde pes etmeyip devam edenler sonunda o anı aşarlar. Bu aştığınız anda bile gösteriş olmaz. En fazla bir oh dersiniz. Ama böyle bir spor filminde kahramanın son saniyede ağır çekimle gol atması falan gibi birşeyle uzaktan yakından alakası yoktur. Belki bu epik anları aşmayı zorlaştıran şeylerden biri de bu. Bir diğer problem de bu epik anları coderliğa yeni başladığınız dönemde çok sık yaşamanızdır. Bu da pek çok insanın bu işi başta bırakmasının bir sebebi.

İşte Joker bu epik coder anlarını, bizler gibi 10'lu yaşlarda orta okul'un sakinliği ve yaşamın anne-baba tarafından finanse edildiği konforlu yaşlarda değil, otuzlu yaşlarda, bir aile geçindiren iş güç sahibi bir insan olarak yaşadı. Bu benim kolay kolay akıl erdiremediğim birşey. Elbette her scener bu yaşımızda aile ve ev geçindiriyorken bir sürü zaman harcayıp bu işlerle uğraşıyoruz ama yıllaaaaaar önce oluşmuş bir temelimiz var. artık kod yazarken karşılaştığımız problemler, demin bahsettiğimiz epik anlar gibi değil. Daha çok yıllardır araba tamir eden bir adamın yeni bir arızaya bakması gibi. O yüzden Joker boyle coderlıkta ilk epik anları bir yetişkinin sorumlulukları ve iş yükü ile göğüsleyerek tamamen özgün birşey tecrübe ediyor. Ve ben buna çok çok büyük saygı duyuyorum.

Buna karşın Joker o epik anları son derece tutarlı bir tempo ile aşmaya devam ediyor. Bunun sonucu olarak çeşitli kilometre taşlarını bir bir aşıyor. Logo, scroll, müziği bir araya koyan ilk intro, ardından ikinci intro, ardından ilk parti release, ardından grup kurma, gruba eleman ekleme, ilk multi part demo, sırayla demo efektleri yapmaya başlama, demo efektlerine kendisinden özgün birşeyler eklemeye başlama (plazmaya zoom ekleme gibi). Bunlar bugüne kadar ulaştığı kilometre taşları. Ve bunlar yaklaşık 3-4 yıl içinde oldu. Bana "ya bir logo, bir scroll, bir müzik içeren bir demo yayınlamak istiyorum" dediği zamanlar henüz birkaç yıl önceydi.

Şimdi bu gözle Rising'e bakınız ve C64 koduna aşinaysanız, bu demonun neden beni bu kadar heyecanlandırdığını anlarsınız. Yaşasın Joker, yaşasın Return.

Bu arada Return demişken belirtmeden geçemeyeceğim bir nokta daha var. Adamlar aslanlar gibi partiye geldiler. masalarına kuruldular, stickerları ile ürünleriyle, ara sıra masalarına gelen gençlere verdikleri bilgilerle partide "oradaydılar". Aegis, Joker, Slowhand harikasınız. Keşke Slowhand'de bir partiye gelse de yüz yüze tanışsak. gerçekten çok isterim.

Return'ün bu partideki "katılımı" bana Demodojo 2007'yi hatırlattı. Umarım Return artık bundan sonraki partilerde hep olan bir "köşe taşı" olur. Hatta belki yabancı partilere beraber gider orada "Türk gruplar" olarak takılırız.

Eveeet bu uzun parantezi kapatırken, sanırım neden demo compoda Return ve Resıdent demoları olacağını duymanın beni gazladığını anlatmış oldum.
Bu gazın ve parti mekanındakilerin uyku veya robocode ile meşgul olmasının sonucu olarak Cumartesi (aslında Pazar) gecesi 01.00 civarı ben de demo compo için küçük birşeyler yapmayı denemeye karar verdim. Daha önceden hali hazırda bir 2D animasyon framework'um vardı. Bu frameworkü kullanarak hiç olmazsa tek ekranlık birşey yapayım, demo compoda en azından 2 yerine 3 katılım olması, beni gaza getiren diğer iki demoya karşı da daha anlamlı bir saygı duruşu olur diye düşündüm.

Bunun üzerine framework'e hızlıca bir göz atıp (aylardır koda bakmamıştım)herşeyi tekrar derleyip hazır hale geçmeye çalıştım. Hemen müzik çaldırmak için bass kütüphanesini indirdim ve help dosyalarını gözden geçirdim. yaklaşık bir saat içinde demo üzerinde çalışmaya başlayabilecek hale geldim. Bu arada müzik olarak da Ağustos ayında yaptığım Rain Flower'ı kullanmaya karar verdim.

Bunu takip eden yaklaşık 11 saat içinde demonun genel temasını, ve kullanabileceğim efekt fikirlerini oluşturup teker teker partları hazırladım. sonuçta mümkün olduğunca temiz görünümlü minimalistic bir "mood" demosu yapmaya çalıştım. Müzik yine kafamda pekçok efekti oluştururken rehber oldu.

Pazar saat 12.00 civarı ekranları bitirmiş ve ince(mtrak) senkronizasyonu yapmıştım. Sonuçtan da gayet memnundum. Benim hard core coderpron demolarımdan biri değildi sonuçta ama tam olarak istediğim görüntü ve mood'u da yakaladığını düşündüm. Demoyu ikinci bir makinede (skype yaptığım laptop) deneyip Norvax'a gönderdim. Compo makinesinde sorunsuz çalıştığı haberini de aldıktan sonra partinin artık en heyecanlı bölümüne hazırdım. Yine masadaki çay, su, yiyecek stoklarını tazeleyip compoları beklemeye başladım.

Bir süre sonra compolar başladı ve ben yine kalbim küt küt atarak heyecanla izlemeye başladım.

Bu compo heyecanı apayrı bir olay. Compolarda ürün yarıştırmak hiçbirşeye benzemiyor ve benim için hiç olağanlaşmıyor da. bu kaçıncı parti, kaçıncı müzik, kaçıncı demo hala 7d4'te İkitelli'deki parti mekanında merdivenlere oturup OMOT'u seyrederkenki kadar heyecanlanıyorum. Eğer ürünüm tam olarak bitmemişse büyük bir ekşilik oluyor içimde. Ama bir de ürün bitmiş ise resmen kalbim fırlayacak gibi oluyor. Tabi yanında bir ton da endişe. Ürün oynatılırken bir aksilik olacak mı? demo göçer mi? ortasında salonda birşey olur mu? yani ideal demo izleme deneyimi olan karanlık oda, kesintisiz bir şekilde baştan sona art arda demolar şeklinde olacak mı Nitekim bütün bu endişe kafada konuşurken de bir yandan mantığım "boşa endişeleniyorsun Bilgem. kac tane compoda yarıştın hangisinde birşey ters gitti?" şeklinde cevap veriyordu. Ama bu sefer şans benden yana değildi

Demo'yu oynatabilmek için sağolsun organizatorler canla başla uğraştılar. Önce ses çıkmayan makineyi değiştirdiler, ardından yeni makinedeki virus programı demonun ortasında notifikasyon yapınca yeniden demoyu oynattılar. Gerçekten ne kadar teşekkür etsem azdır. Bunların hiçbirini yapmak zorunda değillerdi. Sonuçta program akışını aksatmamak için demoyu atlayabilirlerdi. Bu yüzden organizasyon gerçekten sonsuz minnettarım.

Tabi sonunda demo oynadı ama ben bayağı bir demoralize oldum. Demonun zaten tek numarası atmosferiydi, o da etkisini büyük ölçüde yitirdi diye düşündüm.

Tabi bu compoların en sonundaki ruh hali. Arada ruh halinin tavan yaptığı çok önemli bir nokta var atlamamak gereken. O noktanın adı: ZOMCOOOOOOOOO!

Zomco partinin ihtimalen en bomba ürününü patlattı. Öz Desert Dream adlı Wild kategori ürünleri ile ilgili birşey şimdilik yazmayayım. Daha sonra elbet daha detaylı konuşuruz. Ama abi o ne yaaaa

Benim gözümde 7d5'ten Esas Invaders'ı da geçerek, 7dx tarihinin bir numaralı Wild entry'si oldu bu ürün. Zomco'ya helal olsun diyorum.

Şimdi Zomco da benim için ayrı bir yere sahip. Domino zaten Türkiye'de Amiga camiasının en önde gelen adamlarından biri. Bu güzel adam ilk önce 7d8 partisine geldi. güzelce katıldı döndü (kardeşi de vardı sanırım). O sene sadece Pazar günü katılmışlardı sanırım. Ertesi yıl Yatuyu ile birlikte iki gün ful katılıp gece mekanda kalıp, ürünler yayınlayıp (hem de biri Amiga oyunu), partiden hemen sonra güzelce parti raporunu yayınlayarak tam üsturubuyla partiye katıldılar.

Buna dikkat çekmek istiyorum. Zomco'nun 7d9'daki varlığı bence harikaydı. Yani bu partilere baktığımız zaman hepimiz ne görüyoruz. Bir demoscene partisi bir çok insanın birşeyler yapması ile şekillenen ve zenginleşen bir olay. Bir konferans veya fuar gibi değil. O tarz olaylarda organizasyondan sorumlu insanlardan başka kimseye düşen bir iş yoktur. Sinemaya gidip film seyretmekten çok farklı değildir.

Ama demo partilerde katılımcılara aslında çok büyük iş düşer diye düşünüyorum ben. Organizasyona yardımın dışında, compoların seviyesini tanımlayan şey katılımcıların ürünleridir. Her scener üstüne düşenleri elinden geldiğince yaparsa toplam deneyim herkes için daha zenginleşir. Bu sorumluluklardan ilk aklıma gelenler; en başta partiye gelmek (mümkünse gece kalmak), partiye ürün getirmek, partiden sonra parti raporu yazmak, partide çıkan ürünleri yapan kişilere birkaç satır da olsa geri bildirim vermek vs... Bunların hepsi o kadar önemli ki... Hem partiyi var ediyorlar, hem partiyi tarihe kayıt düşüyorlar. Elbette kimse bunları yapmaya zorlanamaz ama herkesin böyle binbir zorlukla meydana çıkarılan bir organizasyonu, kendi çapında bu şekilde desteklemeye çalışmayı biraz sorumluluk olarak görmesi, yapabildiğini yapması, yapamadığı hakkında birazcık kötü hissetmesi, hepimizin severek parçası olduğu bu partilerin devamını sağlayacak.

İşte bu yüzden Zomco'nun 7d9 katılımı örnek katılımdı. Yukarıda saydığım herşeyi süper profesyönel bir şekilde yaptılar. O yüzden bu yıl artarak katılacaklarını haber aldığımda çoktan gaza gelmiştim bile ben.
Ve bu gazı boşa çıkarmayıp partinin en bombastik ürününü yaptıkları için bir kez daha Zomco'yu saygıyla selamlıyor ve ekliyorum: ZOMCOOOOOOOOOOOOOOOO!!!!!!!!!!

Sonunda compolar bitti. Artık yavaş yavaş partinin sonlarına gelmiştik. Bir süre sonra sonuçlar açıklanmaya başladı ve bir kez daha kalp küt küt moduna geçildi.

Aslında ben genellikle compo sonuçları açıklanırken kendi ürünüm oynarkenki kadar heyecanlanmıyorum. çünkü orada ters gidecek bisey yok. urün oynamış olay bitmiş. Yani organizatör sonucu duyururken kilitlenmeyecek mesela :P Ama bu sefer compo sonuçlarının yakın olacağını beklediğim için biraz daha heyecanlandım. Nitekim müzikte ben Slowhand'in kazanmasını bekliyordum. Tekrar ellerine sağlık abi.

Demo compoda da söylemem gereken çok hayati önemli birşey var:

PARADOX, PARTİYE GEL!!!

Bu süper önemli. bu kadar üretken ve çalışkan bir adamın, demolarında çok kolay düzeltilip iyileştirilebilecek 3-4 nokta yüzünden, ulaşabileceğinin çok altında sonuçlar alması beni çileden çıkarıyor Bir şekilde fiziksel olarak bizzat partiye gelmen gerekiyor. Tekrar söylüyorum.

PARADOX, PARTİYE GEL

Artık bu yazının sonuna geliyorum daha sonra başka ilaveler de yaparım. Ve gece oldu yatmam lazım. Şimdilik bu kadar. Herkese bol sevgi selam. Bilahare adet olduğu üzere bir kişi kişi greets şeysi de yapacağım.



7dx 2010 / Caisson

Parti organizasyonunda yer almama rağmen, salak saçma olarak adlandırılabilecek (aslında değil ama öyle) birsürü şeyden ötürü bu sene gerektiği kadar mekanda olup, ilgilenemedim birçok şeyle. Bunun için öncelikle kusuruma bakmayın ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Neyse bunu geçelim. Parti ile ilgili 3-5 madde söylemek isterim gözüme ve aklıma takılan. (98'den beri, neredeyse hiç denecek kadar az ortalarda olduğumdan sallamıyor görünüyor olabilirim ama öyle değil tabi) Gerçi Nightlord yardırmış yine, okurken accaaip keyif aldım ama olsun.

Cumartesi günkü seminerlere damgayı vuran başlık tabii ki moldibi brothers'ındı. çok keyifli günler yaşamışlar, herkes birbirinden habersizken birşekilde bir yerde temas etmiş falan O sırada sanıyorum ki boun tayfasından bir soru geldi. ilginçti ve güzeldi aslında. "Neden c64'de kaldınız?" "Gönülden bağlı olmak ile alakası çok var" diyerek, çok lezzetli bir cevap verdiler tabii ki. (aslında scene açsından bakıldığında, oradaki duruşun önemliliği, product kalitesi, grup senkronizasyonu, işin içine girildiğinde de "real talent" diye de iki kelime ile de açıklanabilirdi)

Bize göre daha yeni jenerasyonun bu konsepti algılamakta güçlük çekmesini ama bir o kadar da merak etmesini hem doğal hem de garip karşılıyorum.

Doğal karşılıyorum, çünkü yeni jenerasyon teknoloji buhranı geçirerek büyüyor (cep telefonları, high-end pc'ler, konsollar, vs vs) ve o makinaları gördüklerinde "aabi bu ne yeaa? çok enteresanmış, müzeden mi falan" tarzında birbirleriyle konuşuyorlar, incelemek istiyorlar ama hafif bir çekince ve "aman abi nesine bakıcam, wiki'den okurum" tadında yaklaşıp one on one, microprose soccer oynayıp geri çekiliyorlar.

Garip karşılıyorum, çünkü merak ettiklerini, ilgilenmek istediklerini dile getirmelerine rağmen, sadece dile getirmekle kalıyorlar, bir adım ötesine geç(e)miyorlar (belki geçiyorlardır, ben denk gelmedim, yanlışım varsa düzeltin)

Cumartesi günü mekandan gece 12 gibi ayrılmak durumunda kaldım, tabii muhabbetleri kaçırdım. Pazar günü de benim için efektif geçti diyemeyeceğim. Demo compoya gelindiğinde maalesef mekandan ayrılmak durumunda kaldım, ama ZOMCO diyorum, helal diyorum

Ayrıca wireless c64 de, benim için ayrı bir dumura yelken açma anıydı. c64'ü hakir görüp fosil muamelesi yapanlara çötönnk diye alüminyum kapağı niteliğinde oturdu.

Bekir'in yeniden bir çalışma ile o kadar sene sonra kendini hatırlatması da benim için ayrı bir noktaydı. Halen eski tadını koruyan şeyler yapıyor olması da hoş

Gelelim bombaya. Return tabii ki. Hepimiz neticede x senedir arkadaşız, joker ve aegis, halen ascraeus'dalar (grup ölmüş bitmiş anasını satim, ehheh) ama bunları bir yana bırakacak olursak, Ben 2011 itibarı ile Return'den güzel gelişmeler bekliyorum. Zaten bu gazı, ben başka kimsede görmedim desem yeridir. Çünkü nightlord'un da dediği gibi kısa denebilecek bir sürede basamaklar return tarafından yardıra yardıra çıkılmaya başlandı. Elimden geldiği sürece de hepsine destek + gazlama konusunda vericem ayarı...

Şimdi diceksiniz ki "lan kelin merhemi olsa başına sürer, otur da kendine bak, kaldır totonu da bıdı bıdı yapacağına güzel birşeylere imza at" Zaten, Hydrogen'in "aabi nooldu palladium? çıkarın artık şu dergiyi, adamı hasta etmeyin" lafı ve "Dr.Razor's Corner diye birşey vardı?!?!?" ironisinden yola çıkarak benim de gazlanma konusunda içerilerde kıvılcımlar olmuyor değil. Umarım bu yeni senede imkanlarımız el verdikçe birkaç şey organize edip gün ışığına çıkarabiliriz Ascraeus olarak.

Zaten bunu düşündüğümde dün gece bir ara fırsat bulup şu anki kafam ile "dur lan, biz 4 sayı çıkardık, neler yazmışız bakalım" diye eski sayıları okudum. Hem çok iyi hem çok kötüydü kendi değerlendirmem olarak.

Çok iyiydi, uzun zaman sonra chartlarda ilk 10'a giren bir türk dergisi vardı, ifli kullanan ilk dergiydi (her ne kadar doğru mantıkla çizilmemiş de olsa)

Çok kötüydü, çünkü yer yer gereksiz yazılar vardı, (bazılarını ben bile anlamayıp bu ne lan dedim) içerik sıkıntısı vardı, görmemişler gibi zilyon tane müzik koyup hayvan gibi grafik yükleterek bekleme süresini arttırmıştık.

Zaten son sayıda gözüme çarpan birkaç review vardı bizim dergi ile ilgili.
Resmen okuyup "adamlar haklı beyler" dedim. Ama hiçbir zaman pişmanlık barındırmıyoruz O dönem öyle olması gerekiyordu bilader. Sağolsun son sayıda Digahole'un desteği çok çok yerindeydi. Tekrardan teşekkür ederiz kendisine. O dönemde, bu kadar çömezliğimize rağmen, böyle bir derece yakalamış olduğumuz için ise ayrıca dergide emeği geçen herkese (özellikle Aarcane, abicim sen nası hepsini ifli çizdin chapter logolarını, kafama yapıştırmadın monitörü, "hade lennnn" diye, hala merak ederim )

Benim gözümden ve aklımdan geçenler budur, selametle



7dx 2010 / Drey

Bu sene hiçbirşey yapamadım bari adam gibi bir parti raporu yazayım.

Her ne kadar 7DX partisinin bu seneki ayağına sadece cumartesi günü iştirak edebilmiş olsam da benim için yine de iki günlük bir demoscene macerası oldu. Şöyle ki:

Önceki haftasonu Hydrogen ile aramızda geçen telefon konuşmasında müsait ise partiden önceki cuma akşamı ona gelebileceğimi söyledim. Bu hem parti öncesi için güzel bir ısınma turu hem de henüz partiye birşey hazırlamamış olan ben ve çok geç başladığı için SID müziğini nasıl bitireceğini düşünen Hydro için gaz bir çalışma ortamı olacaktı.

24/12

Ve cuma günü geldi. İkimiz de feci derecede gazdık. Önceki partilerden konuşuluyor, müzikler dinleniyordu. Ben onu başladığı parçayı bitirme konusunda gazlarken o da beni pixel grafik alanındaki çekingenliğimi yenmem konusunda motive etmekten geri kalmıyordu (pixel grafik hastası bir insan olarak ezelden beri hep yapanlara hayranlıkla bakmış [bkz. ilk partim rehberi ] ve bizzat denemeyi çok istemişimdir. Ama tabi Turbo, Spritus, Arcane, Hydrogen gibi babalardan tırstığım için elim hiç gitmedi bu vakte kadar).

Sonuç olarak o anki gazımız bizi bir iki saat kadar daha ürünlerimizin başında tutsa da kendisinin daha sonra lafa "Sen Iron Man oynamıştın di mi?" diye girmesiyle "üretken" ortamımıza ilk darbe inmiş oldu . Ben daha arabayı düz sürmeyi becerene kadar kendisinin beni bir kaç defa ezici bir şekilde yenmesi sonucu oyunumuz kısa sürdü tabi . Tam bu noktada belki de tekrar ürünlerimizin başına dönecekken bir ikinci darbe de Katakis ile geldi. Oyunun ne kadar zor olduğu ve benim gibi özellikle shoot'm up delisi bir adamı bile pes ettirdiği başlıkları üzerine dönen geyikler ve "Abi bir tur daha deneyelim bu sefer burayı geçicez." takıntısı gecenin sonunu getirdi zaten. Bu arada sahiden gemi eşşek kadar be kardeşim, nasıl geçsin o daracık yerlerden

Şunu da eklemeden geçmeyeyim. Cuma akşamı uğraştığımız ürünlerin dışında, yıllardır compolardaki 4/4'lük parçaların hakimiyetini yıkmak üzere Hydrogen'in 9/8 benim ise 7/8 bir parça hazırlama girişimimiz vardı partiden iki üç gün önce. Ama malesef ikimiz de bu sene müzik compoya ürün hazırlamak için makinelerimizn başına çok geç oturduk .

25/12

Gelelim cumartesi gününe. Sabah erkenden kalkılıp kahvaltı yapıldıktan sonra Hydrogen parti mekanına götürülecek gerekli donanımlarını toparladı. (bir an içine biri ekmek kutusu olmak üzere üç tane c64 koyduğu büyük çantayı alıp kaçmak istemedim desem yalan ama gel gör ki az sonra aynı arabayla parti mekanına gidecektik zaten ). Ben zaten bir gece önceden kendisine gelirken hazırlığımı tamamlayıp geldiğim için toparlanma faslında yan gelip yattım. Hazırlık tamamlanınca ekipmanları arbaya yükleyip Moldibi Brothers' Mansion'ın yolunu tuttuk. Tabi ben arabada dört kişi olucaz o yüzden fazla yer kaplamayayım diye ön koltuğa koca sırt çantam ve gitarımla sığmaya çalışarak tüm zip dosyalarına meydan okudum. Ama daha sonra Endo'nun bize katılmayacağını bu yüzden üç kişi olacağımızı öğrendiğimde ve Datura'nın arkamdaki koltukta rahat rahat oturduğunu farkedince "Acaba sıkışma işini abarttım mı yau?" diye düşünmeden de edemedim .

Parti mekanına varıldı, ekipmanlar içeri taşındı. Bu sene grubu olmayan RONIN bir scener olduğum ve pek ürün hazırlamakla da uğraşmayacağım için masa seçimi konsunda gayet özensiz davrandım. Gerçi partinin ilk birkaç saati pixellerimle baya uğraşsam da bir noktadan sonra tüm renkleri aynı görmeye başlamam sonucu grafiğim yine tamamlanamayarak bir başka bahara kaldı. Aslında bitirebilirdim ama pazar günü partide olamayacağımı bilmenin verdiği sıkıntı ve burukluk sanırım üretkenliğimin son iki damlasını da kuruttu.

Mekana yerleşmenin ve netbookumda bir iki pixel savuşturmanın ardından sıra gezinip tanıdıklarla merhabalaşmaya ve etrafta kim ne yapıyor, müzik yapan var mı, pixel çizen var mı diye bakmaya geldi (Aslında kod yazanları da oturup izleyesim var ama inanın bu konuda Demoscene'in yüz karası bir insan olarak hiçbirşey bilmiyor ve anlamıyorum. Öğrenmeyi de isterim ama gözümde dağ gibi büyüyor. Sonuçta bambaşka bir dünya). Hemen yeri belli olan organizatörlerden başladım. Girişte hemen sağda duvar dibindeki masada beyaz asus netoobk'u ile Endo, akabinde kürsüde multitasking olarak bir dünya şeyle haşır neşir olan ve beyninin multi-core desteğinden şüphe etmediğim adaşım Skate. Bu gezinme sırasında bir de ne göreyim, Norvax'ın laptopundan -Skype sağolsun- Nightlord partiye okyanusun öteki ucundan online olarak iştirak ediyor. Nasıl mutlu oldum onu görünce anlatamam. Tabi bunu takiben bu sene müzik hazırlayamadığımı söylerken de bir o kadar utandım, bir şekilde topu Hydro'ya atıp kaçtım ordan. Dedim ya zaten kapıdan girdiğimden beri "Ben bu sene eli boş geldim, partiye de sadece cumartesi günü katılabilicem." derken her seferinde canım sıkılıyordu, kaçıp bir köşede saklanma ihtiyacı hissediyordum

Daha sonra bir ara Hydrogen, Spritus ve Allamullax'ın yanına gittim. Allamullax'a "Müzik var mı bu sene?" diye sorduğumda Spritus ile bir demolarını olduğunu duyunca çok hoşuma gitti. Tabi Ayrıca Allamullax'tan yine o etnik öğelerinin olduğu parçalardan da beklerdim ama olsun. Demo yapmışlar daha ne. Bir ara Spritus şaka ile karışık olarak bana ciddi bi bakış atıp "Pixel falan işine girmişin, ekmeğimize mi göz diktin bakim?" dediğinde herhalde hemen arkasından yüzünde beliren o sıcak gülümsemeyi görmeseydim yüreğime inme inecekti .

Muhabbet sürerken Norvax geldi yanımıza. Kendisi ile ilk sohbetimiz bu partiye kısmet oldu. Açıkçası ben çok zevk aldım onunla sohbet etmekten ki akşam bir ara kapı önünde nefes almaya çıktığını görünce tüm yüzsüzlüğümle tekrar yanına gidip muhabbete girdim, hatta yanımda Chaotique de vardı. 2007'den beri TR'deki her demoscene partisine katılmama rağmen ilk defa bir akşam-sohbet-çemberi içinde buldum kendimi (bkz. ilk partim rehberi). Meğersem ne kadar zevkli ve gaza getiriciymiş. Tabi ki bunda sohbet ettiğiniz kişilerin de etkisi büyük. Norvax'a güzel sohbeti, şahsıma verdiği C64 gazı ve çenemi düşürebildiği için tekrar çok teşekkür ederim. Umarım onun da beni dinlerken başı fazla ağrımamıştır .

Geceden tekrar günün ortasına dönecek olursam benim için partinin en bomba olaylarından biri Datura'nın MSSIAH kartuşu diğeri ise LW3D'nin Atari Falcon'undaki Cubase programının ilk versiyonu idi.

MSSIAH'dan bahsedecek olursak, bu kartuş bence benim gibi hem retro hem de modern platformları bir potada eritmeye çalışan bir müzik tutkunu içim inanılmaz bir donanım. İçeriğindeki yazılımlar ve daha da önemlisi kartuşun üzerindeki MIDI IN girişi sayesinde C64'ünüzü herhangi bir ekstra modifikasyon yapmadan bir hardware synth haline getirebiliyorsunuz. Bu benim için şu demek; PC'den MSSIAH aracılığı ile C64'e midi komutları gönderilip bunlar SID'e çaldırılabilir ve tekrar ses çıkışı PC'deki host bir sequencer'da (Cubase,Pro Tools, Ableton live, vs..) yeni açılacak bir audio track'a atanabilir. Böylece pc ve C64'ünüzü senkronize bir şekilde müzik üretiminde kullanabilirsiniz. Bu da sizleri chip seslerini simüle eden yazılım synthlerden veya sadece rüyanızda görebileceğiniz Sidstation gibi donanımlara ulaşma çabasından kurtarır. Yeme de yanında yat yani, hem niye yiyosun canım kartuşu zaten .

Cubase'e gelince, LW3D'ye bu fırsat için tekrar teşekkür ederim. Sayesinde bir efsanenin çocukluğuna tanık oldum diyebilirim. Yanıma gelip "Ben de seni arıyordum, bak sana hoşuna gidecek birşey göstericem" dediğinde böyle bir süpriz beklemiyordum açıkçası. Hatta programın bu ilk versiyonunu biraz çözdükten sonra müzik yapma girişimim bile oldu ama sanırım sampleları içeren bazı module dosyaları olmadığı için ses alamadım. Olsun

Akşam bir ara Impetigo'yu sırtında bass gitarı ile kapıdan girerken görünce çok mutlu oldum. Bu sefer benim de gitarım yanımdaydı, belki bir jam session yapma fırsatı yakalardık. Gel gör ki ikimiz de enstrümanlarımızın sesini duyabilmek için kulaklıklarımız dışında bir hoparlör vs getirmediğimiz için bu da başka bir partiye kaldı.

Seminerlerin hepsi çok güzeldi yine her zamanki gibi. Özellikle yukarıda bahsettiğim MSSIAH sonrası Datura'dan tekrar müzik dünyasına bir dönüş bekliyorum . Hydrogen'in SID müzik seminerinin de şahsım adına çok eğitici olduğunu söyleyebilirim. Özellikle C64'ün ilk sahneye çıktığı zamanki müzikler ile ilk olgun dönemde yapılan müzikler arasındaki o büyük fark gerçekten ağzımı açık bıraktı. Vay be!

Malesef açlığıma yenik düştüğüm için Nerdworking seminerini bölük pörçük izleyebildim. Sobee ise yine güzel bir tanıtımla Türkiye'deki oyun sektörü konusunda beni heyecanlandırdı. SüperCan her ne kadar "çocuk oyunu" olsa da gördüklerim gayet uluslararası standartlarda idi.

Sonuç:

Yine güzel bir demoscene partisi, sevdiğim ve hayran olduğum scenerları yine kanlı canlı görme fırsatı. Yine güzel seminerler. Ayrıca Compec'i de tebrik ederim, arı gibi çalıştılar. Organizasyon için ellerinden geleni yapan ve yaptıkları şeyi de bir o kadar sevdiklerine inandığım gençler. Ve tabi ki tüm organizatörlere de tekrar tekrar teşekkürler, yılmadan her sene artan bir kalite ile bize bu ortamı hazırladıkları için. Ellerinize sağlık.



7dx 2010 / Joker

nerden başlasam,neyi anlatsam,nasıl anlatsam bilmiyorum,o kadar çok şey varki,hala kendime gelemedim,
öncelikle bu partiyi organize edip,kusursuz geçmesini sağlayan parti organizatörlerine ve etrafta sürekli koşuşturup rahat etmemizi sağlayan compec ekibine,çok değerli sponsorlara bize bu rüya gibi hafta sonunu yaşattıkları için ne kadar teşekkür etsem azdır,önlerinde saygı ile eğiliyorum.
parti den önceki hafta işleri biraz astığım için ; yoğunluktan dün yazılan mesajları sadece okumakla yetindim cevap yazamadım,gurur verici sözleriniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum,böyle üstat lardan bu kelimeleri duymak çok güzel,inşallah bundan sonrada bu sözlere layık olmayı başabilirim,

@nightlord; abi ben sana ne desem bilmiyorum,o kadar güzel dökümanlar hazırladınız ki,hades,skate ve sen yani açık söylemek gerekirse sizler un,şeker,yağı ortaya koyup buyrun hadi helva yapın demiştiniz,bana düşen işin %30'luk bunları bir araya getirme kısmıydı,sabır dan bahsetmişsin ama ya sonraları yaptığım mail bombardımanına sabırla cevap vermen,zaten bende "ulan adam hiç mi usanıp yaw kardeşim bi git başımdan demez" duygusunu uyandırıp birazda inatla devam etmeme sebeb olmuştu.ayakta alkışlanacak kişiler sizlersiniz.
@skate;
seni tarif etmek için nasıl bir cümle kuracağımı bilemiyorum,abi inan kelimelerin bittiği yerdeyim,bir insan evini taşırken bile,başkasına yardım etmeyi düşünebilirmi?yada kendisine atılan her maile on dakika içinde sayflarca açıklayıcı cevap yazarmı?yada sabahlara kadar birlikte takılıp bir şeyler öğreteyim düşüncesinde olurmu?abi hakkını nasıl öderim bilmiyorum.

parti yaklaştıkça bende de aynı oranda heyecan artmıştı,yalnız ortalık fena halde sessiz ,parti öncesi gazı yoktu,heleki parti önceleri gaz aldığımız nightlord neredeyse ortlıkta görülmüyor,bu bende birazda acaba parti sönük mü geçecek hissine neden oluyor,içten içten karamsarlığa kapılıyordum.aegis le zaten sık sık konuşup bu durumdan bahsediyorduk,neyse hayırlısı dedik,parti günü geldi nihayet,artık heyecandan mı bilemiyorum,cuma gecesi 01 de yatmama rağmen 02:30 dan sonra uyuyabildim,sabah 06 da gelen mesajla uyadım,aegis yola çıktım geliyorum diye mesaj atmıştı.zaten geceden hazırlığımı yaptığım için rahattım.aegis le 4.Leventte buluşup parti mekanına geldiğimizde saat 08'di.tabii doğal olarak kapılar kapalı olduğundan dışarıda beklemeye başladık,(o kadar da kapı açılışı 10 diye yazılmasına rağmen biz daha fazla dayanamamıştık ).saat 09 gibi compec ten bir kişi gelip kapıyı açtı ve hemen içeriye attık kendimizi,sağ tarafta duvar dibinde bir masaya geçip kurulmaya başladık ve sıra geldi caission'un tasarladığı posterimizi duvara asmaya,posterimiz astıktan sonra,ortam bir anda aegis'in çaldığı sid'lerle ısınmaya başladı benim için.(gerçi içeride compec ekibinden başka kimse yoktu,ama olsun sid dinlemek bile yeterdi).çok geçmemişti kapıda skate ve spritus'u görünce tanıdık bir yüz görmenin etkisiyle keyfimiz hepten yerine gelmişti.asıl bomba bizim için telefonla gelmişti.bir gün önce aegis'in slowhand ile yaptığı görüşmede slowhand müzik compoya yetiştiremeyeceğini söylemiş olmasına rağmen bir gecede müziği bitirip mail attığını söyleyince,yabba dabba duuu diye yerimden fırlayasım geldi zor tuttum kendimi.içerisi yavaş yavaş kalabalık olmaya başlıyordu ki duyduğum kahkaha sesi norvax'ın geldiğini anlamama yetmişti,abi neşeni hiç kaybetme;parti boyunca ara ara senle sohbet fırsatı bulduğum için çok mutlu oldum.
Derken aegis'la beklediğimiz an gelmiş içeriye caission girmişti,işte abi budur yaaa,şartlar ne olursa olsun yüzü gülen ender insanlardan biri daha,müthiş adam caission,tasarladığın poster inan süper oldu.kapıda hydrogen,datura ve drey'i görünce yine oleyy durumuna geçtim içimden,hele arcane gelip yan masamıza kurulunca,ulan adam şimdi parti boyunca pixel pixel çizer inşallah bende izleme fırsatı bulurum demiştim,tamda istediğim gibi oldu sabaha kadar durmadan çizdi,abi bir ara o kadar kendini kaptırmıştın ki,joystick le oyun oynuyor zannettim meğer pixel resim çiziyormuşsun dumura uğradım.akşama doğru commodore.gen.tr ekibigeldi,lw3d,ozkano,tolgaabacı,ilkergörkem,seli mgökhuvancı,wizofwor,alcofribas ve diğer arkadaşlar birer birer gelmeye başlayınca işte parti havasına iyice girmiştim.hele nightlord'u skype'de görünce parti öncesi günlerdeki duygularım yerini çoşkuya bırakmıştı.nightlord abi sen bu "robotlord" olayını bir gözden geçir bence )
birbirinden güzel seminerleri dinleme imkanı bulduk bu arada,ama moldibilerin semineri inanın tekrar tekrar izlenecek ,hem çok eğlenceli bir o kadarda insanı alıp o yıllarda şöyle bir gezdirip getiren cinstendi,peşinden hydrogen'in sid semineri ve tolganın seminerini kaçırsaydım gerçekten üzülürdüm,seminerden sonra lw3d'nin yanına gittiğimde yanında getirdiği atari falcon'u görüp mıncıklama fırsatı buldum,aylar önce aramızada geçen bir konuşma sonrası unutmamış gelirken wizard of wor kartuşu getirmiş,bana verdiğinde önce buda ne ki oldum,sonradan hatırlatınca aklıma geldi,lw3d çok teşekkür ederim,abi bunu nasıl yapıyorsun not mu alıyorsun bilmiyorum ama senden bunun tiyosunu alıcam bir ara,hiç mi unutmaz bir insan aradan o kadar ay geçmiş.hazır yakalamışken ozkano'ya benim commodore boardın üzerindeki kernal chip'ini söktürüp yerine slot taktırdım sağolsun hiç üşenmeden aldı,başladı lehimleri tek tek sökmeye,10 dakika içinde bitirmişti,sökme işini,abi o kadar alışmı ki ellerin artık otomatiğe bağlamış gibiydin tabii o kadar usta elektronikçi orada olunca fırsatı kaçırmadım slotu lehimleme işinide tolgaabacı yaptı,ikisinede ne kadar teşekkür etsem azdır.kernal chip'ini değiştirip metallic'in yazdığı yeni kernalı takıp açınca değmeyin keyfime,metallic gönderdiğin yeni kernallar çok güzel oldu,hava atmak gibi olmasın artık c64'ümü açtığımda return yazısını görünce daha bir gaza geliyorum )) ehem neyse...

artık gece olmuş sohbete dalmışken lw3d yanında birisi ile gelip işte joker değince çok geçmeden gelenin forumların vazgeçilmezi screen olduğunu anladım,kendisi ile epey bir sohbet ettik, bursadan gelmişti partiye iyikide gelmiş;tanışmış olduk.gece gökhanözkan da bizleri görmek için partiye gelmişti kendisi ile sohbet ettik fakat fazla kalamadı ve ayrılmak zorunda kaldı,seneye inşallah daha fazla kalırsın,tabii herkes orada olurda zafer olmaz mı o da oradaydı,zafer gece saat 3-4 gibi yanıma gelip abi gel fifa oynayalım dediğinde ben zaten uyumaya başlamıştım bile.zafer bir daha ki sefere oynarız.bu arada aegis birazda hasta oluşunun verdiği etkiyle 12 gibi uyumuştu,abi sen olmasan beni kim gazlar sürekli bilmiyorum,zaten sen uyudun benim gaz bitti bir anda )))) neyseki sabah erkenden kalkmıştı, ben kalktığımda saat 09'du ama herkes uyuyordu 3 kişi hariç?hemen arka masamızdaki murqx,norvax ve yanlarındaki arkadaş,sabaha kadar yarışma için kod yazmışlar halada yazaıyorlardı.biz aegis ve screen ile kahvaltıya gidip geldiğimizde,bir çok kişi kalkmış fakat uyku gözlerinden akıyordu,artık yavaş yavaş compolar için ürünleri veriliyordu bizde aegis'le bizim demo yu vermeden önce son bir kontrol edelim dedik,gece arcane bizim için grretings parttaki ball'ları çizmiş bende koda eklemiştim,iyikide son dakika kontrol etmişiz yoksa rezil olacaktık,açılışta sorun vardı daha doğrusu,kartuş ile yükleyince anladık sorunu,ekrandaki beyaz yazılar yukarı aşağı zıplıyordu,))) tabii ben denerken mmc ile denediğim için sorun belli olmuyordu,buda bana ders olsun,ölecektim az kalsın,neyseki fix ledik de rezaleti önlemiş olduk, )) gerçi slowhand'in usta işi müziği ve aegis'in logoları demoyu bayaa bir kurtardi,spritus ve nightlor'un da yarışmaya katılacağını öğrendiğimde şansımın olmadığını anlamam fazla uzun sürmedi ) (sanki onlar olmasa çok şansım olacaktı da neyse),gerçi bizi kurtran ürünün c64 için olmasıydı,açıkcası benim ikincilik için favorim hani grup arkadaşım olduğumdan değil resident'in demosuydu,nightlord abi sildin süpürdün yine, yakışır sana,(ama seneye görüşürüz diyerek meydan okuyacamda elimize verirler diye pek ses etmiyorum ),partide en unutulmaz anlar ise büyük üstadların grubumuza katılmaları oldu,spritus,ragnor ve murgqx sizlerle güçlendik,korksun rakipler, ahahaha (ben kaşınıyorum galiba),zomco nun öz desert dream herhalde son bir yıldır hiç bu kadar gülmemiştim,aklınıza elinize sağlık,seneye aynısının snapshot versiyonunu bekliyoruz arkadaşlar.
dayanın az kaldı bitiriyorum...
işte parti bitmiş fakat,3 önemli ismin bizim gruba katılması bendeki gazı 3-4-5'e katlamıştı.artık seneye ne yapacağız bilmiyorum,skate anlayacağın başın çok ağrıyacak,demoyu linklerken taşınma,gece yarısı demedin inan hiç unutamayacağım bir andı çok çok saol.
bu arada drey haksızlık yaptığının umarım farkındasındır,senin görüce iyi yarın gene müzik şöleni var diye iç geçirdim,katılmadığını öğrenince üzüldüm açıkcası,seneye artık telafi edersin,alıştırdın olmuyor böyle )
parti sonrası sağolsun wizofwor arabasıyla levente kadar bıraktı,yani partinin tadı damağımızda kaldı,
bir parti böyle geçti,aslında yazacak çok şey var ama,buraya kadar sıkılmadan okuduğunuz içinde hepinize çok teşekkür ederim.

sevgiler
joker_



7dx 2010 / Hydrogen

Herkese merhaba tekrar
Kısa bir parti raporuna baslayalim.

Partiye bir hafta kala muzik yapmaya karar verdim. Bayagi ilerlettim ama olmayinca olmadi.
Aslinda "O kulaklik benim olmaliydi" :P
Hali hazirda daha onceden bir kulakligim vardi. Ama ikinciyi cok istiyordum. Kulaklik toreninde yapacagim konusmayi dahi hazirlamistim.
Kuzenim Drey muzik yaptigimi duyunca, kendi de hali hazirda bir sey yapamamis oldugu icin, beni engellemek icin taksiyle bi gece onceden bize geldi. Paso geyikle beni mesgul etti. Gecen sene kazandigi kulakligin super oldugundan bahsederek moralimi bozdu. Bu arada Ferhan ablayi da ayarlamis kesin, onlar da anahtari unuttuk diye beni kumpasa getirdiler. Gidip bir de anahtar goturduk. Drey pixel icin oneri bile istedi, gece boyu sozde pixelledi, sonra release etmedi pixeli, kesin bu da bi oyunmus. Bir de pixele baslayacakmis, ne kadar safmisim:P
Muzik yapamadim iste ahaha Halbuki 5 saatlik kismini bitirdigim muzigin, kalan 30 saatlik isini, 8 saat icinde bitirebilirdim eheheh

Sabah esyalari hazirladim, iste klasik compo c64'u, bir ton cantadan cikarmayacagim, ama cantaya koymazsam kesinlikle ihtiyac duyacagim muhimmati yerlestirdim. Drey ile arabaya yukledik. Sen sakrak gittik Datura'yi aldik. Sonra mekana geldik. Kurulduk. Poaca yedik.

Compec kosturuyor etrafta. Gencler ne de olsa. Zaten 1 hafta once, Cnn turk'e, roportajda, diger konusmaci Omer, "Kursad abiler yaslandi malum bizim devralmamiz lazim" demisti eheh
Giriste bizi karsilayan playstation 3 konsollara kil kil bakarak, Kursad'lik gorevimi yerine getirdim ve mekana girdim. Henuz cok kisi gelmemisti. Her sene oldugu gibi uzun suren bir c64'u big screen'e baglama telasina girdik. Allah'tan Impetigo'nun 2 yildir geri almayi unuttugu s-video kablosu yanimizdaydi derken, sesi nasil baglayacagimizi bir turlu bulamadik. Malesef impetigo ses cikisli c64'u bizde unutmamisti. Bu esnada Aegis, eger havya falan bulursaniz, ben ses cikisi eklerim dedi bir c64'e. Hemen Arcane'i aradik, havya getir diye. O da atti cantaya sagolsun. Bu arada Datura'nin cift sid'li cihaz da, killik cikararak, artik klasiklesmis, donanim lanetlerimize bir yenisini ekledi.

Afis falan astik. Parti ilerlerken, bir suru kisi ile konustum. Ancak hic birinin isimleri aklimda kalmadi. Su isim etiketlerden getirseydim keske dedim. Bu arada partide butun Glance uyeleri 7dx t-shirt'u giydiklerinden, bir tek ben Glance ve snapshot t-shirtleri ile etrafta dolastim ve tek basima demoreviewlarini topladim Ozellikle Arzu t-shirt uzerinden Snapshot ile ilgili harika seyler soyledi

Chessboard'u nasil yaptigimizi soran arkadasi, dizustu-lord'a yonlendirdim. Oyun yapimi ile ilgilenen arkadaslari, Sobee'den gelen developer arkadaslarim, Ozgur, Fevzi ve Yasin ile tanistirdim vs. Falanca yarisma ne zaman diyenleri, organizatorlere paslamaya calistim ama yemedi. bir seyi uzun sure yapinca ustunuze yapisiyormus. Beni goren basladi sormaya, su ne zaman, bu nasil teslim olacak vs Onlardan hak kaybetmeden kacmaya calistim:P

Bu arada Return standi sid muzikleri ile ortami senlendirdi. Joker, Aegis falan bayagi donanimli gelmisler. Joker her zamanki gibi pozitif enerji yayiyordu ama bu sene artik aura ile dolastigini soyleyebilirim Su stuff bitirmek ne mutluluk. Etrafa verdigi stuff tamamlama bonusu da cabasi.

Ardindan Arcane mekana damlamasiyla beraber, 2 senedir bir sekilde haciladigim 1541 U'su ile ilgili surekli harasslarina basladi. Dedim bak o ekipman, Glance'e grafik, muzik olarak geri donuyor. Sen totalde 2 senede 3 kere c64 kurup, Last Ninja oynayacaktin. O da "haklisin" dedi. Ama ne yuzsuz adam oldugumu da ekledi. Onu isyerinde Streetfighter'da nasilsa pataklayacagimi dusunerek, bu dediklerini kulak arkasi ettim. Ardindan aksamleyin, harika pixelledi koftehor. Partideki kisisel favorimdi. Adi da Hydrogen's computer. Yani boyle bir sure sonra insanlar, isminden dolayi bu pixeli benim yaptigimi dusunecekler. E fena reputation degil.

Disarida, Skate, Caisson, Aegis ve bilimum kisi,basket oynayip kendilerini daha parti baslangicinda manasiz bir sekilde yordular. Hatta Caisson bir daha hic kendine gelemedi diyebilirim eheheh.
Compec elemanlari kendilerina ait test organizasyon odasinda, garip Atari oyunlari oynayarak iyi kaynattilar.

Gene cumartesi gunu Impetigo geldi mekana. Bayagi muhabbet ettik. Ikimiz de muzigi bitiremedigimizden, birbirimize bitiremedigimiz muzikleri dinlettik Noise yaratan prosesoru gercekten radikaldi Cok super adam impetigo...

Datura ve Endo'nun seminerleri de hem cok eglenceli idi hem de icerdigi yanlis bazi bilgiler acisindan da, klasik moldibi unutkanligina guzel bir ornek teskil etti. 96 sonrasi doneme iliskin dev bir eser yazmam gerektigini hissettim:P
Ayrica koskoca seminerde, ayni odada yasayan bu iki kardesin, biri ile telefonda konusurken, o sirada evde olan kardesinin varligindan hic bir zaman haberdar olmayisi, 15:00'de baslayan meetinglere, standart olarak 19:00-22:00 arasi katilmalari vs. gibi olaylardan bahsedilmedi.

Bir ara seminervari bir sey verdim. Aslinda amacim sid muziklerinin 1982-2010 arasinda ki her sene icin kaliteli bir ornegini dinletmek ve arada da aciklamalar yaparak sid muziginin gelisimi hakkinda bilgi vermekti. Ama aradaki konusmalar, kendimi Sezen Cumhur gibi hissetmeme yol acmadi degil. Bu sebepten 2 part halinde yaptigim bu davanin 2nci partinda sadece parcalari calmayi tercih ettim. Mix teknigi olarak, sarki sonunda master volume'u kismayi. Ve diger sarkiyi, nasil basliyorsa oyle baslatmayi uygun gordum. Cigir acti bu.

Ve Gen.tr tayfasi. Commodore Fan, benim bir konuda uyanmami ve gen.tr insanini anlamami sagladi su tek cumlesiyle:
"Hocam interrupt minterrupt falan bahsetmeyeceksin, bize hatiralardan gireceksin"
Ardindan bu cumle her aklima geldiginde ben de basladim tabii..
Sene 87. Uygar elektronigi kapisindayiz. Bir kis gunu, 3ncu kata cik cik bitmez...
Oradan bir digeri girer "evet ya bilmezmiyim"...

Bu arada Alcofribas ile guzel muhabbet dondu. Eski Kosuyolu Resat Nuri Guntekin ilkokulunda, o 4ncu sinifken ben 1nci sinifta imisim Boyle de bir gecismisiz yani. Text ortaminin azizliklerinden de dem vurduk.
Spectrum'un korkunc renk paletine yonelik, Ref'in ne duzeyde yanilgilarda oldugu da baska bir sohbet mevzuatiydi hehehehehee En guzel yesil, en guzel kirmizi, zxspetrumda

Ozkano'nun yoklugunda, onun masada oturdum ve cevreden gecenlere, "Aman dikkat havyaya", "direnc olcere dokunmayin" gibisinden cumleler kurarak, hardware gurusu kimligi kazandirdim kendime bir an sanki.

Geceleyin Atari 800XL'in teybinin sokaktan kamyon gecerken yuklemede sorun cikarabildigini ogrendim 1541 super kotu bir drive'mis Tolga boyle dedi. Lw3d'de Atari'nin disk drive'i 1050'ye yonelik agir elestirilerde bulunarak Tolga'yi manipule ettmeye calisti. Ama Tolga "yapma allah askina, surada 2 saat drive semineri verdik, kim benden iyi bilecek, 1050, 1541'den cok daha iyidir" seklindeki cikisi ile tartismayi bitirdi Bu konuda taviz vermedi.

Aksamleyin, "One on one" turnuvasini kazandim. Ezici bir oyun oynadigim soylenebilir. Parti bitiminde, IKV kazandim ama almadim tabii. Bir de NFS kazandim.
Compodan sonra one one one fenomen oldu. Onur ozellikle surekli sordu, One on one nerede diye. Gece calistilar falan.
Parti bitiminde c64'umu toplarken, Murqx bir el daha atalim dedi. Bu sefer kendine guveniyordu. Bu bir unvan maci gibiydi. Ve dedim, "Kazanirsan NFS senin"
O gazla oturdu tabi yenildi ehehehe Ben olmusum 25 yilda Julius'un kendisi. Naapsin Adam Pota kirmam olay oldu ama, o RANDOM bir seydi. Fenomen yapmayalim arkadaslar

Gece gene gezinirken, baktim Spritus'lar dertli. Allamullax'la dusunuyorlar kara kara. Sordum abi demo nasil diye. Spritus memnuniyetsiz bir tonda, beni kopartan o tarihi cevabi verdi...
"Nasil olsun ki...
Cok kotuden biraz iyi...
Cok superden bayaa kotu..."
Bu muhabbetten sonra ben krize girdim

Ara ara Drey'in pixeline gaz vermeye calisiyordum. Bayagi da guzel oluyordu. Ragnor'la muhabbet ettim. Sonra Yasin'in Supercan sunumuna gittim. Oyunu memory stick'e cekemedigimiz icin, oynamak sabah karsi kismet oldu. Ama bir scene partisinde, yayinlanmamis bir oyunun developement versiyonu ile ilgili fikir teatisinde bulunmak ve denemek etraftaki meraklilar icin hos oldu bence. Seneye daha guzel suprizler olabilir. Unutmayin, 7dx'de bulacaginiz egitsel ortam, Turkiye'deki hic bir yerde yoktur

Gece yarisi, Skate'le, Skate'in evine malzeme almaya gittik. Scene'in inanilmaz destekcisi MFK'da bizle cikti. Bir de Sobee'den Yasin. Resitpasa'nin tepelerinde kaybolduk, heyecanli anlar yasandi. Arada soluklanip parti geyigi cevirdik. Sobee'ye ugrayip Supercan Demo'nun calisan bir versiyonunu aldik. Galactus, Silver surfer, battaniye, kofte mi yesek mekana mi gitsek gibi konular konusuldu. Ayrica mekana su tasidik.

Dondugumde, Drey ve Chaotic pismanlik icinde gitmeleri gerektigini soylediler. Yolculayana kadar iclerini rahat ettirmedim. Niye gidiyorsunuz. Bu senede 1 kez vs. gibi laflarla beyinlerini oydum. Neyse sonra kucaklastik

Bu arada partiye seneler onceden davet ettigim Robin, 9ncu seferinde katildi. Cok da iyi oldu. Seneler sonra gorustuk, muhabbet ettik. Ayrica bu benim su kaniya varmama sebep oldu. Demek ki bazi insanlarin katilmasi icin 9 parti organize etmek gerekliymis. Acaba 13-14'de hic gormedigimiz ne suprizler gelecek.

Ssg, Fatallica ve Qube, bir ara oyle ciddiyetle bir seyle ugrasiyorlardi ki, dedim kesin bir stuff geliyor Sonra kaset ariyorlardi, benim arabada da bir torba kasetim vardi. Merakim daha da artti. Onlara Rust in Peace'i verdim Neyi transfer ettiler acaba. Sonra isi bitirdiler ve kayboldular. Sanki bir sey tamamladilar. Galiba, bu isin altina bir is var. Bunu "Ankara tayfasina ne oldu da incelemeliyim"

Arada Bilgem ile muhabbet ettik. Zaman zaman iletisim sorunlari da oldu. Mesela tam compo esnasinda bir baktim, Bilgem kameradan dusmus Hemen uyardim Norvax'i.
Bir de partinin bitisinde, vedalasma sirasinda, Bilgem'in, ben gidiyorum Nightlord diyenlere, "ben burdan bir yere gidemem abi" seklindeki aciklamasi da superdi:
Compoda Calismayan makine heyecanini beraber yasadik Bilgem'in yuzu, virus killer sebebi ile arada kesilen demosu sonucunda, inanilmaz targetlere morph etti.
Bu arada demo gosterimi icin laptop'u temin eden arkadasa cok tesekkur ederim.

Compo stuff'larina gelince. Aesrude ve Resident demolari cok buyuk supriz oldu. Return basli basina bir supriz. Kaliteyi bu demolarinda da arttirdilar. bir sonrakinde de arttiracaklarina inaniyorum artik gazi aldilar. Gene demo yayinlayan Paradox. Arcane'in pixeli, Slowhand'in ve Allamullax'in muzikleri, tanisamadigim illustrator'un calismalari, oyun yarismasindaki oyunlar, 256 byte speccy demolari vs. compolar gercekten suprizlerle doluydu.
Zomco'nun wild'i ise partinin en buyuk eglencesi oldu. Hele battaniye partinde yere dusecektim neredeyse
Butun bu stufflar, partiyi gene anlamli kildilar. Ancak daha da fazlasi lazim. Hatta mumkunse Turkiye'deki scenerlarin, yurt disi yarismalara ve partilere de katilip, scene'in havasini daha da iyi solumalari Bu zevk bir kere alindiginda kolay kolay kurtulusu yok

Robot mucadelesi de, cok heyecanli idi. Glance elemani oldugumdan, Norvax'in CSsniper'ini icten ice desteklememe ragmen, zavalli robot cokca kaza kursununa hedef oldu. Arada ates de etmesi gerekli idi Iyi nisanci olsa da, genelde kacmayi tercih eden CSsniper, 3ncu olarak kalbimde taht kurdu:P

Compec elemanlari, parti boyunca hem eglendiler hem de herseye kosturdular. Sayelerinde organizasyon seviye atladi. Beraber CNN Turk'e giderken yolda yaptigimiz geyik de cok guzeldi.
Canavar gencler hepsi. Ogrencilerle beraber vakit gecirdigimiz, hissettigim dinamizm gercekten beni fisekledi.

Partinin Bogazici'nde yapilmasina onayak olan Sukru ile yaptigimiz guzel muhabbette, "7d6'yi ziyaret eden Sukru"-->"Bakkada"-->"Skate" denklemi sonucunda, her seyin aslinda ne kadar ilginc tesaduflerden dogdugunu gulumseyerek hatirladik.

Sponsorlar, bu sene de, scene'e verdikleri desteklerle scene'in, scener'in yaninda olduklarini gosterdiler

Parti sonunda toparlandik ve Datura, ben ve Spritus, donus yoluna butun ekipmanla koyulduk.
Datura'yi biraktiktan sonra, Spritus'la geleneksellesen bir sekilde bizim eve gittik ve 2-3 saat parti muhabbeti cevirdik. Bu muhabbet de, bir scene partisinden sonra oldukca iyi geliyor. Konusulacak cok sey var cunku Velhasil bir parti daha boylece sona erdi.

7dx Organizasyon, Skate, Endo, Caisson, Datura, Norvax. Harikasiniz. Bu kolay bir is degil. Can sikici yanlari da cok. 9 oldu bu sene. Bu 9 sene icerisinde nice olaylar yasandi, ancak 7dx her sene eksiksiz yapildi, nazar degmesin. Bu harika olayi gerceklestiren ekibe sonsuz tesekkurler.

Partide eksikligini cok hissettigim bir cok arkadasim da vardi. 7dx mudavimlerinden azimsanamayacak bir kisim, kendilerini ozlettiler ki pek cogunun ismi bilindigi icin buraya yazmayacagim. Umarim seneye onlar da gelirler. 9 sene boyunca insan illaki parti kaciriyor. Tek seferlik oldugu surece sorun yok Bilin ki hepinizi cok ozledim.



7dx 2010 / Allamulax

daha fazla geciktirmeden ben de parti raporumu göndereyim

full uyuyarak geçirdiğim 6 saatlik yolculuğun sonunda istanbul'dayım. biraz takılıp (marmarayı özlemişim ) saat 9:30'da parti mekanına ayak basıyorum. kimse yok, yalnızca sol tarafta önlerine c64'lerini kurmakta olan iki scener görüyorum. kolay gelsin diyerek yanlarından geçiyorum, fakat o esnada bilmiyorum ki kendileri ertesi günkü compodaki tek c64 demosunu yayınlayacak olan return grubuymuş. her partide yaptığım salaklığı yaparak sohbet etmiyorum ve mekanın en sağ arka köşesine bir güzel kuruluyorum, ve böyle de yapmak zorundayım aslında çünkü bitmemiş stufflar var. birlikte rubicon oyun müziğini coverladığımız antrax nickli arkadaşı beklemeye koyuluyorum ve sonradan öğreniyorum ki kendisi epey rahatsızlanmış ve sonuç olarak partiye katılamıyor. yani iş başa düşüyor. oysa cover daha bitmemişti ve daha yapılacak mixing ve mastering işleri vardı. yetiştirebilecek miyim acep stuffları diye kara kara düşünürken spritus'u ve skate'i ortama girerken görüyorum. ufak bi muhabbetin ardından spritus kodlayacağı demoya, ben de önümde duran üç stuffa kafa patlatmaya başlıyorum: puppets' show, rubicon cover ve spritus'un kodladığı demo için müzik. (@drey beklediğin etnik öğeler coverdaydı bu sefer ) aslında xm formatında demo müziği bitmişti ama demo zaten başlı başına ayrı bir hikaye spritus n.k.e.o.k.k. serüvenine bilahare değinir belki.

o arada ortama scenerlar bir bir gelmeye başlıyor ve parti havası yavaş yavaş beliriyor.

hydrogen'le geçen iki partide fırsat bulamadığımız sohbeti biraz olsun yapıyoruz. ona "sağlığın sıhhatin yerinde mi? mide ağrıların geçti mi?" diye soruyorum ve organizatörlük konusunda engin deneyimlerini paylaşmasını ve içini dökmesini sağlıyorum

drey'i görüyorum sonra ve öğreniyoruz ki pikselleme olayına girmiş. hiçbir partiye eli boş gelmediği gerçeğini çok iyi bellediğimden olacak "müzik var mı?" diye sormak aklımın ucundan bile geçmiyor, lüzum bile duymuyorum. arada onu birkaç kez kulağında kulaklığıyla netbook'unun başında çalışırken görüyorum, ekranında açık olan programın penceresindeki edit alanında waveforma benzeyen şekiller görünce kesin yaptığı parçanın masteringiyle falan uğraşıyor diye aklımdan geçiriyorum (ki sonradan düşündüm de muhtemelen pikselliyordu). tamamen yanıldığımı ancak ertesi gün kendisi ortalarda görünmediğinde ve mp3 compoda ismini göremediğimde anlıyorum. hatta acaba trilogy'yi tamamlayınca mp3 compoyu tümden bıraktı mı diye de düşünmedim değil

seminerler başlıyor. hydrogen'in 1982'den başlayarak sid müziğini dönem dönem ele alışıyla, her dönemden verdiği birbirinden nadide ve dönemini çok iyi temsil eden sid örnekleriyle ferahladığımı, beyin kanallarımın açıldığını hissediyorum, kendime geliyorum. çalmaya başlayan sweet'le beraber ruhsal climaxa erecekken birden önümde beni bekleyen yarım stufflar beni gerçek hayata geri döndürüyor. moldibi kardeşlerin seminerinin verdiği tadı ise pek az şeyden almışımdır. anlatış tarzları süperdi ve o dönem yaşadıklarını gözümde canlandırmayı başardılar, bir bakıma yaşamış kadar oldum.

akşama doğru partiye impetigo geliyor bass gitar ve ekipmanıyla, ve gece boyu uyumaksızın devam edecek bir çalışmaya derhal başlıyor. bir süre uzaktan goattracker'a benzeyen bir tracker kullandığını gözlemleyerek acaba bir sid release mi gelecek diye düşünüyorum. rahatsız etmemek adına ara ara uzaktan takip etmeyi sürdürüyorum. ilerleyen saatlerde fl studio'da bass kaydı yaptığını ve yazılmış davul partlarını görünce bir sid ve bir mp3 compo release'i gelecek diye düşünmeye koyuluyorum. ancak bir süre sonra aynen gelişi gibi sessiz bir şekilde partiden ayrılıyor ve anlıyorum ki release yok. ki burda şunu belirtmek istiyorum: ilk katıldığım 7d8 demopartisinde "sid müziği nasıl yapılıyor?" şeklindeki çömezce soruma karşılık impetigo'nun verdiği ilgili, açıklamalı, uygulamalı cevap için hala müteşekkirim. bununla da kalmayıp wisdom konuya dahil olup c64 üzerinde canlı örnekler gösterince kendimi özel sid dersi alıyormuş gibi hissetmiştim. bu benim için müthiş bir andı. iki üstada bunun için teşekkür ederim.

7dx 2010'a dönecek olursam.. neurosys ile biraz sohbet ediyoruz. kendisinden bir mod veya mp3 katılımı olabilir diye düşünürken bunda da yanıldığımı öğreniyorum

vee wild compoda öz desert dream ) uzun zamandır bu kadar gülmemiştim. zomco, beyninize mizah gücünüze sağlık.

parçaları tamamlamak uğruna nerdworking seminerini de doğru düzgün izleyemiyorum, ve bu da bana iyi bir ders oluyor. bitmemiş ürünlerle partiye gelmemeye yemin etmeliyim. zaten yaptığım parça da eksik gedik release oldu, ama sonuçtan hoşnutum

cumartesi akşamı spritus'la demo üzerine tartışmalarımızı yoğunlaştırdığımız bir esnada nightlord'un demo ve music compolara katılacağı haberini alıyoruz. böylece olası compo sonuçları kafamda biraz belirginleşiyor ve nightlord her iki compoda birinci olduğunda tahminlerim tamamen doğru çıkmış oluyor. trapped'ın gitar kayıtları özenle yapılmış, kendini belli ediyor. patterns of isolation'da ise skate'in sonradan sözünü ettiği sub-pixel motion olayı ilgimi çekiyor.

parti bitimi ayrılmadan evvel skate'ten 10. yıla özel parti için şimdiden hazırlandıkları sözünü alıyorum, ben de şimdiden heyecanlanıyorum tabi heyecanım belli olmuyor her zamanki gibi. hydrogen, ragnor, spritus, endo ve datura'yla vedalaşıp bir dahaki sefere kadar terkiparti eyliyorum.
rapor bu kadar.. ha bir de parti süperdi kusursuzdu, türkiye'de başka hiçbir organizasyonda görülemeyecek mükemmeliyeti bir arada içeriyordu. hayran kalmamak elde değil.



7dx 2010 / Domino

Zomco olarak bizim için 7DX 2010 hazırlıkları 7D9 parti dönüşü Fatih Sultan Mehmet köprüsünden geçerken başladı. Seneye daha iyi işler çıkarmalıyız, ama acaba ne yapmalıyız, nasıl yapmalıyız şeklinde düşünürken, "seneye işimizi kesinlikle son güne bırakmayacağız" diye kesin bir karar aldık. Zira 7D9'da oyunu yetiştirmek için uğraşırken partinin tadını pek çıkaramamıştım ve bunu bir kez daha yaşamak istemiyordum...

Yatuyu ile birlikte Zonguldak'a döndükten sonra 7DA için neler yapalım diye kara kara düşünmeye başladık. Birkaç fikir ortaya atıp, daha sonra parti yaklaştıkça "bunlar çok zaman alır, seneye yaparız" diyerek ertelemeyi uygun gördük ve uzunca bir süre Yatuyu ile aramızda bir "geyik muhabbeti" şeklinde dönen "Öz Desert Dream" projesini hayata geçirmeye karar verdik. Gerçi Öz Desert Dream'i vücuda getirme kararını aldığımızda yanılmıyorsam henüz Şubat-Mart aylarıydı ve çekimlere yaz aylarında başlarız diye hesaplar yapıyorduk. Mesela piramitlerin olduğu sahneler bir plajda çekilmeliydi ve bunun için güzel güneşli bir hava en uygunuydu... Ama tabi yaz ayları geride kalıp, aslında pek de yakınlarda çöl hissi verebilecek bir plajın olmadığını fark ettikten sonra tüm çekimlerin kapalı mekanda yapılması ve çekimlerde kullanılacak malzemelerin değiştirilmesi kararını aldık (kum yerine kartondan piramitler, gerçek karpuz yerine kartondan karpuz gibi...)

Öz Desert Dream'in hazıranış öyküsü çok uzun. Bu nedenle parti raporunda bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum. Ama gelen istekler üzerine Öz Desert Dream'in hazırlanış hikayesini de başka bir zaman, belki başka bir ortamda (plazma olabilir mesela) uzun uzun anlatacağım. Çok keyifli ve komik bir süreçti gerçekten...

Zomco olarak bu yıl partiye daha kalabalık bir ekiple katılmaya karar vermiştik. Grubun yeni üyeleri Öz Desert Dream'in çekimleri sırasında yeteneğini tesadüfen keşfettiğimiz avukat arkadaşım Bertem ve video montaj işlerini yapması için zor kullanmak durumunda kaldığımız Squidward partiye bizimle birlikte katılmayı kabul ettiler. Gerçi onların derdi partiden çok, gidiş ve dönüş güzergahında uğranacak özenle seçilmiş restoranlardı ama scene'e çok uzak olsalar da scene tozunu yutmuş oldular. (Partinin onlar için çok eğlenceli geçtiğini söylersem yalan söylemiş olurum tabi.)

Yatuyu bir arkadaşı ile birlikte hazırladığı belgeselin gösterimi için başka bir organizasyona katılmak durumunda olduğu için İstanbul'a bizden iki gün önce gitmişti. Ben ve yeni Zomco üyeleri Bertem ile Squidward, Cuma akşamı toplanıp Öz Desert Dream'in son rötuşlarını attıktan sonra, sabah toplanmak üzere gece 1 gibi evlere dağıldık. Birkaç saat uyumak niyetiyle eve gittim ama saat 4:30'a kadar Cumartesi akşamı nerede ne yesek konulu bir google araştırmasına daldım. Daha doğrusu google araştırması sırasında girdiğim Vedat Milor'un web sitesindeki Tadı Damağımda programı videolarını izlerken saat 4:30 oldu ve hiç uyuma fırsatı bulamadan diğer Zomco üyelerini uyandırma saati geldi. Sabah 5 gibi Zonguldak'tan yola çıktık. Geçen yıl Alco'nun bizi acımasızca (haklı olarak) eleştirmesinden sonra, sabah kahvaltısı ve ikinci sabah kahvaltısı için bu kez daha düzgün mekanlarda verdiğimiz molaların ardından saat 10:15'te Boğaziçi Üniversitesi'ne ulaştık. Parti mekanına girdiğimizde organizatörler ve 3-5 scener dışında kimse henüz gelmemişti. Her nedense bu kez gittik sağ taraftaki en arka bölüme konuşlandık. Bir süre sonra yaptığımız hatanın farkına varmış olsak da iş işten geçmişti artık. 2008'den bu yana nedense hep duvarın sağ tarafına konuşlanıyoruz, seneye bi değişiklik yapmalıyız sanırım.

Bu yıl geçen yıllardan farklı olarak, partiye hem bir Zomco üyesi, hem de ödül sponsorlarından aldimseni.com temsilcisi olarak katılıyordum. Önce ödülleri organizatör arkadaşlara teslim ettim ve hemen ardından partideki en önemli unsurlar olan poğacalar ve çaya doğru yöneldim. Poğaçaların geçen senekiler kadar güzel olduklarını onayladıktan sonra, parti mekanına gelmeye başlayan katılımcılarla selamlaşmalar başladı. Açıkçası gözüm Nightlord, Vigo ve Turbo'yu aradı. Umarım önümüzdeki yıl her üçü de partiye katılırlar...

Partide sadece benim yaşama fırsatı bulduğum ayrı bir keyif daha vardı. Çok eski bir dostum ve yeni Zomco üyesi olan Squidward parti boyunca bana dert yandı. Squidward'ın "Bu ne sıkıcı seminer", "la bu ne dandik bi müzik", "olm çok gürültülü yahu" türü yakınmaları parti boyunca sürdü. İşin ilginç tarafı, Squidward bir etkinlikten ne kadar çok sıkılıyorsa ben ve partideki scener'lar o etkinlikten aynı ölçüde keyif alıyorduk. Mesela, benim zevkle dinlediğim Moldibi biraderlerin seminerinde Squidward takribi 10 yıl kadar yaşlanmıştır diyebilirim.

Tolga'nın "retro bilgisayarlar için modern depolama çözümleri" semineri de harikaydı. Klasik oyun yarışmalarında da bu yıl geçen yıla oranla çok daha iddialıydım. Geçen yıl Vigo'nun bana yaşattığı hezimetin ardından bu yıl daha iyi bir performans sergilemem gerekiyordu. Nitekim öyle de oldu. Exploding Fist'te yarı finalde yenildim ve üçüncülük maçını kazanarak turnuvayı tamamladım. One On One turnuvasında ise tüm rakiplerimi perişan ederek finale kadar yükseldim ama finaldeki rakibim Hydrogen'in bir One On One üstadı olduğunu o ana kadar bilmiyordum. Meğer adamın evinde boy boy kupaları, madalyaları, plaketleri varmış. Yine de yenildim ama ezilmedim. Oldukça çekişmeli bir final maçının ardından One On One turnuvasını da ikincilikle tamamladım.

Commodore.gen.tr ekibinin partiye önceki yıllara oranla çok daha fazla katılım göstermesi beni oldukça sevindirdi. Ozkano, Tolga, GokhanOzkan, SelimGokhunAvci, ilkergorkem, Arda, Alcofribas, Commodorefan, LW3D, wizardofwor, Zen, Allen, screen ve Zafer partiye katılmıştı. Kendileriyle güzel sohbetlerimiz oldu. Arkadaşlardan bazılarıyla ilk kez tanışıp yüzyüze görüşme fırsatı bulduk. Zafer'le birkaç kez tanıştık. Umarım önümüzdeki yıllarda commodore.gen.tr üyeleri partiye katılımlarını arttırarak sürdürürler.

Cumartesi gecesi Zomco üyeleri olarak sabaha karşı uykuya yenik düştük ve kendimize rahat(!) birer yer seçerek bir iki saat kestirdik. Uyandığımda Yatuyu'nun tahta bank üzerindeki rahat görüntüsü ve Squidward'ın (önümüzdeki masadaki hararetli sohbete rağmen) kafasını masanın üzerine koyup 6 saat deliksiz uyuyabilmiş olması beni şaşırtmadı dersem yalan olur. Önümüzdeki yıl arkadaşlarımın bu performanslarını hazırlayacağımız ürünlerde de göstermelerini beklerim tabi.

Pazar günü ürünlerin gösterimlerine sıra geldi. Çoğu ürün kısa zamanda, son anda hazırlanmış olsa da katılan tüm ürünler oldukça iyiydi. Hepsini keyifle izledim. Zomco olarak katıldığımız her iki kategoride de beğeni toplamamız ve ödül almamız (her ne kadar kazandığımız windows7'lerin lisans numaraları olmasa da) bizi mutlu etti.

Eminim partiyle ilgili biçok ayrıntıyı atlamışımdır. Parti raporunu geç yazınca böyle oluyormuş demekki. Bu da bana tecrübe olsun.

Yine güzel ve eğlenceli bir partiyi geride bıraktık. Önümüzdeki partiye uzun zaman var. Yılda sadece 1 parti olması kötü... Partide emeği geçen ve partiye katılan tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim. Önümüzdeki partide yeni ve yine iddialı Zomco ürünleriyle görüşmek üzere...



7dx 2010 / Ref

Lagaluga:

Aslında bu yılı birçok özel günü olduğu gibi, 7D'yi de hiç düşünmeden geçirdim. Koca bir yılı anlatmam gerekirse basitçe "hissiz" diyebilirim. Genel bir komada olma durumu, hafif depresyon, sürekli yorgunluk ve bunun üzerine aniden kat kat binen yeni sorumluluklar beton gibi çöktü üzerime. Fakat bu da beni kesmedi, daha da fazlası için arandım durdum. Son hafta arkadaşlar gelicenmi-gidicenmi geyiği yapıyor ve ben de iyi kötü cevaplar veriyor olsam bile, muhabbet kapandığı anda 7D aklımdan çıkıyordu. Böyle bir psikolojik haldeyken bir de baktım 7D gelmiş çatmış. Ben 7D'nin başladığını cuma günü sevgili arkadaşım Alcofribas'ın hatırlatmasıyla farkettim. Kaçta geleceksin diyordu, cevabım yoktu. Gerçekten bilemiyordum. Kaldı ki geçen sene partide yaşananlar ve bu olaylara parti orga'sının bana yönelik garip tepkisi beni partiden feci şekilde soğutmuştu. 2005'den beri gittikçe daha aktif hale gelmiş ve bu sene büyük olasılıkla bir demo ile çıkıp gelecek iken, scene sevgim aktif olarak baltalanmıştı. Ne Ret, ne CRS'e 7D hakkında hiçbir şey sormadım, hiçbir düzenleme yapmadım. Koca sene nerdeyse pouet'e bile doğru düzgün girmedim.

Parti Öncesi:

Cumartesi olduğunda sağolsunlar Zomco elemanları arayarak baskıyı arttırdılar. Aynı zamanda Crescent grup arkadaşım Impetigo'nun mekana geldiğini ve Beast'in de geleceğini öğrendiğimde ben bir emlakçıda pazarlıktaydım. Akşam 5 gibi eve girdim, evdeki işleri bitirip boşa çıkmam 7'yi buldu, tam anlamıyla pestilim çıkmıştı. Yorgunlukla kendimi halının üzerine serdiğim bir anda, geçen seneki tüm fiyaskolar bana anlamsız geldi. Birsürü arkadaşım oradaydı ve benim de orda olmam gerekiyordu.

Ama eziyete bir yıl boyunca alışmış olmalıyım, sabah 6'da kalkmış olmama karşın "ha gayret" diyip inleyerek kalktım ve ne bulduysam üzerime geçirdim, arabaya atladım. Parti mekanına mesafem yaklaşık 65 km, hava yağışlı, yol boyunca Malt dinliyorum, "Portakalda vitamin olmak iyidir, güzeldir, hoştur, Kal öyleee..." diye söylene söylene yolu bitiriyorum. Mekana vardığımda saat kaçtı bilmiyorum ama büyük olasılıkla bayağı geçti.

Partiye iştirak anı:

Mekana daldığım gibi ilk önce Endo'yu görüyorum, bir hızlı selam, tokalaşma, sıcak bir hoşgeldin, içeri geçiyorum. Impetigo en kıyak masayı kapmış, Şili'den yeni geldi, haberler büyük, ama kendisi anlatmalı. Tolga Abacı ünlü UFE projesini sunmuş, sahnede, son cümleleri toparlıyor. Biliyorum ki birkaç tane UFE'yi birkaç kişiye dağıtacak ve onlardan biri ben değilim.

Kafamı bir çeviriyorum Zomco tembel öğrenciler gibi en arka sırayı kapatmış.Çok da kalabalık gelmişler, aklımda yaptıkları iş olduğu için yaklaşırken Sevgili Domino ürünü izlemem için hazırlamaya koyuluyor. "Senden başka kimseye göstermedik, gizli" diyorlar, bunu herkese mi dediler bilmiyorum ama Öz Desert Dream'i görünce şaşkınlığımı anlatamam. Ters köşeye yatıyorum, sağ gösterip sol vuruyorlar. Tek kelimeyle muhteşem. Alp süre konusundaki endişelerini belirtiyor: "4 dakika olması gerekiyordu, 9 dakika oldu, 4. dakikada kapatacaklar ama olsun" diyor. Geçen seneki İlker'in development aktivitesini paylaştığı forum postları yüzünden yarışmaya alınmamasını gördükten sonra, "yok ya öyle olmaz" diyemiyorum, "herşey beklenir" diyorum. Büyük heyecanla kalkıyorum. Özgünlük, espri, fikir, uygulama harika, süre uzun olduğu için bir-iki kısım biraz sallama olmuş (after effects ile doldurulan kısımlardan bahsediyorum) ama gerisinde çok çok büyük emek var. Pouet'te ne olacak çok merak ediyorum.

Film bittiğinde sünger kısmında kahkahaya başladığım için gözlerimde oluşan yaşı siliyorum, nihayet uzakta Alco bir yerlerde tam anlamıyla mekana "çökmüş", oturuyor. Bu sene kelimenin tam anlamıyla "eli boş" geldiğim için atkımı çıkarıp kenara koyuyorum, yerleşme tamamlandı. Gecenin geri kalanını burada geçireceğim. Cgtr tayfası da etrafa saçılmış, Ozkano hemen dibimizde tamirat yapıyor. Bu arada Ssg gelip Alco'dan Amstrad konusunda ufak bir bildiri alıyor. Sohbete başladığımız gibi hiç beklenmedik biri beliriyor: Gökhan Özkan. Bu sırada İlker de hemen önümüzde beliriyor. CommodoreFan gençleşmiş karşımıza dikilmiş. Yandan Lw3D çıkıyor, köşeden Xen, sahneden inen Tolga, hoppala yanımızda. Bir anda sağlam bir takım oluşuyor. Bu arada Pandora'nın wonderboy'u mfk yanıma geliyor, mavi pandorasıyla hava atıyor. Çünkü bu pandora dünya üzerindeki tek mavi pandora. Arada ağzından "sana da altın kaplama görünümlüyü ayarlayalım" gibi bir laf kaçırıyor, ama üzerine gitmiyorum. Teklifi bile güzel.

Bu arada karnı acıkan biri beni yemeğe çağırıyor. Ben Alco'yu da dürtüyorum, Tolga, lw3d, mfk derken, 8-10 kişilik bir grup oluyoruz ve kendimizi kebapçıya atıyoruz. Ben hesapta tokum ama masada ne var ne yok süpürüyorum, herkes yiyip kalkarken ben hala son kalan lavaşlara yağ sürüp yemeye çalışıyorum. Bu sırada mfk ile yol boyunca ve yemek sırasında çok keyifli sohbetler ediyoruz. Hem pandora üretiminin derinliklerine iniyoruz, hem scene'in durumunu konuşup kurtarıyoruz. Bu arada ben Tolga'yı yakalıyorum, UFE projesini kapalı yürütmesine tepkimi aktarıyorum, proje süper olsa da ideolojisinin problemli olduğunu düşündüğümü söylüyorum. O da kendi nedenlerini açıklıyor, anlaşıyoruz. Neyse ki mfk ile Ufe'yi üretme çalışmaları yapıyorlar, umarım mutlu son olur. Tolga Alco'nun yanına kaçıyor, biz mfk ile sohbete devam ediyoruz. Hatta sohbete öyle dalmışız ki, bir ara arkama bir bakıyorum, kimse yok. Biraz bekleyip kimse gelmeyince mekana varıyoruz. Meğer herkes kestirmeden gelmiş. Sohbet masada devam ediyor. Mfk gece yarısına doğru eve kaçıyor, sonuçta yeni evli, gitsin tabi. Arada Spritus'u görüyorum, taa van'dan gelmiş, en arkada tek başına oturuyor. Demolarına son ayarlamaları yapıyorlar. Spritus bu sefer coder. Partiye bir gün onlar gibi elimde bir işle girmenin hayaliyle arkama baktığımda tuhaf bir şekilde sapıtmış olan actionscript kodunu tamir etmeye çalışan bir Ragnor görüyoruz. Ragnor'la fazla takılamıyorum, ama #retrojen'in daimilerinden, nasıl olsa konuşuruz yine. Kodu biraz kurcalayıp sonuç alamayınca tekrar Impetigo'nun yanına geçiyorum. (NEyseki Ragnor sonra problemi çözmüş, ama nasıl çözdüğünü tam olarak bilmediğini söylüyor.) Impetigo ile hasret giderdikten sonra impetigo'nun boş durmaktansa müzik yaptığını görüyorum. Bir türlü senkron'u yakalayamadık, ya wisdom gelmiyor, ya impetigo, önümüzdeki sene bir yurtdışı yapalım diyoruz, 1 saat kadar sohbet ettikten sonra yine cgtr köşesine geçiyorum. Alco toparlanmış kaçıyor, burada saatin ayarını kaçırmış durumdayım. 3 ile 4 arası biryer. Alco'yu yolcu edip, Arcane'in yanına geçiyorum. Mouse çalışmamış, joystick ile pixel art kasıyor. Önündeki c64'ü büyük ustalıkla çiziyor, bir iki pixel benim de katkım oluyor, ama fazla da bulandırmamak için yanından adeta kaçıyorum. Bu aşamada artık yorgunluk bana da çarpmış haldeyim. Birkaç gecelik uykusuzluğum da geceyi işkenceye çeviriyor.

Bu arada Norvax bağırıyor, "su almamız gerek, arabası olan var mı?" Sohbeti bırakıp çıkıyorum ama biri benden önce davranmış, boğaziçili gençler "Tamam arabayı bulduk" diyorlar, geri geldiğimde cgtr masasında Hydrogen oturuyor. Saat iyice geç, 4-5 arası bir zaman olmuş, artık kafam durmuş halde. Millet yamulmuş dudaklarla kafayı koyabildikleri yere yığılıp kalmış. Muhabbete odaklanmam mümkün değil, kaldı ki millet scene'i kurtarıyor. Belli ki benden bukadar. İzin istiyorum, demoscene'in en düzgün adamlarından Hydrogen, kalmam için ısrar etse de onu kırmak zorundayım, pazar günü yapacağım işlerin kabarık listesi beni geri çağırıyor. Bir saat sonra evdeyim ve yorgunluktan zorlukla uyuyorum.

Sonuç:

Bu yıl 7D'yi kendi başıma protesto ettim. Normalde haftalar öncesinden hesaplar yapar, parti günlerini boşa çıkarır, birsürü kişiyi organize eder, herkesin zamanında mekanda olması için gayret gösterirdim. Bu yıl bunların hiçbirini yapmadım. Farkında olmadan 7D'yi kastre ettim, istesem de gidemez, gitsem de kalamaz hale getirdim. Maymundan geldiğim şüpheli belki, yaşlandıkça katıra gidiyorum en azından orası belli.

Parti ise her zamanki gibiydi. Örneğin, nightlord destek vermek için yarım bir ürün ile, ilker flash oyun ile, ozkan amigaları ile gelmişti, spritus yine iddalı, zomco yine sıradışı, arcane yine elinde joystick ile idi. Oyun yarışması yine anlamsız, seminerler yine izleyicisiz, projeksiyon yine işe yaramaz idi. Endo yine güler yüzlü, boğaziçili öğrenciler yine çalışkan, ortam yine florasan ışıklı ve uykuya kesinlikle elverişsiz idi. Hava yine yağmurlu, kebapçılar yine orta karar idi. Tek yenilik 7D t-shirt'inin basılmış olmalıydı, bir tane almak için Endo'ya gittiğimde beni başka biryere yönlendirdi, kısmet olmadı. Ha bir de Vigo ve Turbo yoktu. Yahu gelsenize?

Yukarıdaki tüm görüşlerin Cumartesi günü gece boyunca edindiğim izlenimlerden oluştuğunu ekliyorum. Pazar günü daha da şahane olmuş olabilir. Seneye görüşürüz.



7dx 2010 / LW3D

Her sene olduğu gibi bu yıl ki demopartyi heycanla bekledik. Forumdan görülebileceği gibi hazırlıklarımızı elimizden geldiğince yapmaya çalıştık.
Her ne kadar demo partide tamir edeceğimi düşündüğüm PC Engine DUO konsolunu evde hala bulamamış olsam da, arkadaşlarıma götürmeyi planladığım malzemeleri hazırlayıp, ozkano'yu beklemeye başladım. Özkan'la partilere birlikte gitmek bizim için bir gelenek oldu.
Cumartesi biraz geç de olsa (iş meseleleri), parti mekanına vardık.

Parti mekanına adım atar atmaz, hemen bir iki arkadaşla selamlaşıp, birbirimize sarıldık (isimlerini bilmesenizde her partide bir arada olduğunuzdan çok yakın hissediyorsunuz kendinizi..)... Parti mekanına vardığımızda, seminer olduğu için ışıklar kapalıydı ve mekandaki diğer arkadaşları görmemiz kolay olmadı. Bizde bu zamanı, yanımızda getirdiğimiz cihazları ve özkanın getirdiği kasalarca retro malzemeyi mekana taşımakla değerlendirdık.

Girer girmez dikkatimizi önceki senelere nazaran masaların daha dolu olduğu çekti. Girişin sağ tarafındaki arka kısmı daha önceki seneler geç gelsek bile kapabilirken, bu sene bu kısım doluydu. Alcofribas bizden daha önce gelmiş, mekanın ön kısmında yer tutmuştu. Alp Yener ve Yatuyu bile (şehir dışından gelmelerine rağmen) bizden önce gelip yer ayırmışlardı. Bizim için yer teklifinde bulunsalarda, ozkano ve benim eşyaları yaymamız için en az 3-4 masa gerekiyordu. Zaten mekanın retro cihazların ağarlıklı olduğu kısımda mekanın sağ ön kısmıydı (ilker'in getirdiği Amstrad'lar sayesinde)

Dikkatimizi çeken ikinci şeyse, önceki yıllardan biraz farklı bir katılımcı profilinin mekanda olmasıydı. Yeni arkadaşların partiye ilgi göstermesi çok memnun edici bir gelişmeydi. Ama önceki yıllardan görmeye alıştığımız başta Vigo olmak üzere diğer arkadaşların olmamaları bizi üzdü. Oldukça kısıtlı ve az sayıda insanın bir araya geldiği böyle organizasyonlarda insan herkesi görmek istiyor. Bakkada yine yoktu Neyse ki DemoDojo'dan diğer arkadaşlar oradaydı...

Sevindirici olan bir diğer hususta commodore.gen.tr müdavimlerinin çok büyük ilgi göstermiş olmalarıydı. Zonguldak'tan kalkıp gelen Alp Yener, Yatuyu, Bursa'dan gelen Screen, partilerde görüşmeye alıştığımız Arda, Joker, tabacı, Ozkano, Alcofribas, commodorefan, wizardofwor, ilkergorkem, zen, Allen, GokhanOzkan, selimgokhunavci ve şu anda bir anda aklıma gelmeyip sonradan ekleyeceğim diğer arkadaşlar bir yandan ozkano'nun getirdiklerini karıştırıp, bir yandan hoşça sohbet ettik. Gelenler arasında sanırım en önemli katılımcıysa Zafer'di... (seni unutmadım Zafer...Nasıl unutabilirim ki ? )

Forum üyeliğinden çıkardığımız, Zafer partinin bence unutulmazı olarak zihinlerde yer etti. Commodore.gen.tr'nin her üyesiyle tanışıp, demo partide herkesle sohbet etti. Forumda yazdıklarından dolayı, kendisine çokça kızan birçok arkadaş, kendisini tanıyınca, fevri davranışını mazur görme yolunu tercih etti. Kendiside yazdıklarından yaptıklarından çok pişman olduğunu, DefLeppard'dan özür dilemek için yol aradığını ifade etti. Fotoğraflara bakınca ne kadar genç bir eski üyemiz olduğunu göreceksiniz... Parti mekanına getirdiği VirtualBoy çok ilgi çekti. Pillerinin kısa sürede bitmesi nedeniyle çoğu kişi VirtualBoy'u deneyemedi ama, CDTV, CD32, VirtualBoy retro cihaz dengesini olumlu yönde etkiledi..

Bu seneki DemoParti'nin bizim için önemli bir özelliğide Tolga Abacı arkadaşımızın seminer verecek olmasıydı. Tahminlerin oldukça ötesinde, çok derti toplu güzel bir tanıtımla bizlere Retro bilgisayarlar için modern depolama yöntemlerini ve projelerini anlattı. Tolga sadece anlatmakla kalmayıp UFE projesinin 3 örneğini bizlere (Bana, ozkano ve alcofribas'a) hediye etti. Bu zaten partinin bizim için en bomba yönüydü. Bu ürünün ilk örneklerine sahip olmak, çok mutluluk verici. Hem seminer hem bu güzel hediye için Tolga'ya çok teşekkür ederim.

Partilerin bizim için engüzel tarafı retro cihazlar hakkında saatlerce sohbet etmek... Tolga, Hydrogen, Arda, ozkano, commodorefan, Zen gecenin geç saatlerine, hatta sabaha kadar sohbet ettik. Arada Zafer'in gelip, " - ben demo yazmak istiyorum, hangi programda yazarım" sorularına cevap verdik. Tolga ve ozkano bir süre arızalı cihazları tamire koyuldular. Bir ara Joker'in C64'üne bir işlem yapıldı. Parti mekanına gelen osilaskop cihazının nasıl kullanıldığıyla ilgili kısa bir eğitim veridi. Arda Osilaskop'u bozmak için her düğmesine basıp, oynasada başarılı olamadı mekana getirdiğim Atari Falcon çok ilgi görmedi İçinde Cubase'den basşka birşey olmayınca, yeterince kurcalama şansımız olmadı. Arada Tolga'yla PES2011 oynadık ve PES'te önce dengeyi sağlasamda, sabahın ilk ışıklarıyla hezimete uğradım Hezimetten sonra, bit pazarına sefer düzenledik (ozkanı, tabacı, zen ve ben). Pek renkli bir pazar olmadı...Oldukça ıslaktı Ama yinede kısmetimde bir xbox varmış. Cihaz ilk denemede çalışmadı ama çalışmalarımız sürecek...

Eve gidince güzel bir kahvaltı yapıp hemen uykuya daldım...Rüyamda PES'te Tolga'yı şamarlıyor bir yandan Demo izliyordum

son olarak Skate, Endo, Hydrogen, Arcane, CaiSSon, mfk ve diğer demo parti müdavimleri ve commodore.gen.tr'den arkadaşlarla bir araya gelmekten, sabaha kadar retro cihazlardan konuşmaktan her zaman olduğu gibi yine çok büük keyif aldım. Organizasyonu düzenleyen ve katılan herkese çok çok teşekkürler ederim... Daha sonra unuttuklarımı ekleme ve hataları düzelme maksadıyla birşeyler eklemek üzere, benden şimdilik bu kadar..

Not:ozkano çektiği videoları paylaşabilirse, mekan ve commodore.gen.tr katılımcıları görülecektir...
Not2:Hades'in imzasında adaptorsuz Amiga gördüğümden yanımda bir adaptor getirmiştim. Hades gelmeyince, zafer adaptore el koydu...Kısmet...
Not3:mfk'dan UFE'nin üretimi için görüşüyorduk ama eposta üzerinden işler zor yürüyordu. Partide mfk ile görüşmek çok iyi oldu. UFE bir şekilde hayata geçecek Insallah...

 
 
 
 
 
 
 
 
 
© 2002-2024 7DX Demo Party Organizasyonu


ve Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nün Katkılarıyla

   

Site tasarımı: Inhouse (Caisson)